Abdullah Gül; Sadece bir ülkeyi yönetirken yukarıdaki belli kişilerin karar alıp yönetmesi değil, bunları halkla paylaşması, teşkilatlarıyla paylaşması, yaptıklarını onlara anlatması, karşılıklı bir aktivite içerisinde olması, aslında demokrasimizi ve siyasi gündemimizi çok sağlamlaştırmaktadır.
Türkiye’nin çok önemli büyük meseleleri var, hep beraber omuzlamamız gereken. Onun için kendi ülkemizi, kendi devletimizi hırpalatmadan, Türkiye’yi daha ileriye taşımak. Politikam bu oldu ve hep buna inandım. Böyle yapmaya da çalışıyorum.
Ben önemli olduğum için değil, ben önemli bir akımın temsilcisi olduğum için bana önem verdiler. Ben, Beyaz Saray’da da Türkiye’deki laiklik anlayışının nasıl yanlış olduğunu, başörtüsü meselesini anlatırken, diğer taraftan da, herkesin temel hak ve hürriyetlerinin olması gerektiğini söyledim.
Cumhuriyet döneminin sonu gelmiştir. Eğer Ankara’nın yüzde 60’ı gecekonduda oturuyorsa bu laik sistemin başarısız olduğu anlamına gelir ki, biz de onu kesinlikle değiştirmek istiyoruz.
Değerli arkadaşlar, AB Hıristiyan kulübüdür. Türkiye’yi hiçbir zaman içine almayacaktır. Bizi zenginler köşkünün bahçesindeki kulübeye koyacaklar ..”
İnsanların, özyurdunda garip, özvatanında parya haline getirildiği Türkiye’de, Filistin benzeri manzaraları ekranlara getirmek, kimin iktidarı döneminde olmaktadır.
Başörtülü diye okul kapılarında polis zoruyla sürüklediğiniz o kızlara benzeyen başörtülü annelere, başörtülü gencecik mahzun dul hanımlara ve hatta hatta eşini vatan için şehit veren sizin o ‘kara çarşaflı’ dediğiniz şehit eşine madalyaları takarken hiç vicdanınız sızlamadı mı? Bu ülkede, sadece babalarını, evlatlarını, eşlerini ya da kardeşlerini ölüme gönderme karşılığında mı başörtüsü yasal hale gelecektir?
Ne Mutlu Türk’üm Diyene! lafını tutup her yere yaza yaza, Türkiye aslında İLKEL bir hale dönmüştür.
Bugün Türkiye’de bir sistem bunalımı var. Halkına zıt, halkı ile barışık olmayan düşman bir sistem bu..
Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devrimcilik, Devletçilik ve Laiklik bu millete, zorlatma şeklinde dayatılmış..
Milliyetçilik maalesef bir nevi bir ırkçılık şeklinde devam etmiştir..
Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden, en ziyade tahribatı vermiş olan sistemin ilkelerinin birisi de Laiklik ilkesidir.