Asalet; boyda değil soyda, incelik; belde değil dilde, doğruluk; sözde değil özde, güzellik; yüzde değil, yürekte olur.
Benim asaletim benimle başlar. Çocuklarımın, benden alacakları asaletle satacakları çalım ise hiçbir zaman benimki kadar haşmetli olmayacaktır.
Cesareti olmayanın asaleti olmaz, çünkü cesaretin bittiği yerde esaret başlar.
Dizlerimin üstünde yaşamaktansa ayaklarımın üstünde ölmeyi tercih ederim.
Asalet damarlarda değil, davranışlarda saklıdır.
Soylu kan, tesadüfi bir zenginliğin sonucudur.
Asil olmak için asil doğmak gerekir, asalet genlerin farkında gizlidir.
Karakter çelik gibidir kırılmaz, fakat bükülebilir. İnat ise beton gibidir, ancak kırılabilir, bükülmez.
Asaletin, kabiliyet noktası telafi edilebileceğine hiçbir zaman inanmadım.
Asıl azmaz, tuz kokmaz.
Babadan gelen asillik insanı gayretini kırar.
Asil ulvi bir karakter, tesadaf veya teveccüh eseri değildir. Sürekli çalışmasının, dürüst düşünmenin ve bu gayeye varmak için yapılan bir fikir mücadelesinin neticesidir.
Merhamet, her zaman intikamdan daha asildir.
Asilane yaşamak ancak asilane hareket etmekle mümkündür.
Asil ruhlu insan başkasının felaketine üzülür; alçak ruhlu ise buna sevinir.
Suçu bağışlayan asildir, ancak özür dileyen daha asildir.
Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar.
İnsanın hakiki asaleti faziletten gelir, doğuştan değil.
Asalet sahibi kişi, verilenin değerine değil, veriliş şekline önem verir.
Soylarınız ahlakınızdır; soplarınız da yaptığınız işler.
Yeminden çok karakter asaletine güven.
