Bu belde -Yunan işgaliyle- geçici bir zaman için bizden ayrı kaldı. Buna rağmen zehirli çember içindeki kardeşlerin direnmesini ve yüksek duygularını öğreniyorduk. Düşmanın her türlü baskısına, kan dökücülüğüne rağmen, halkın yine vatanseverce duygularını göstermekten çekinmediklerini öğrenmekle iftihar ediyordum. Nihayet, bu kıymetli beldeyi düşmandan kurtarmak ve düşmanı vatandan atmak zamanı gelmişti. Son saldırı gerçekleşti. Afyon ve Afyon’un özverili ve sevgili halkına, aylarca düşmanın hainlik ve zulmüne katlanan, eziyet gören halkına bir an evvel kavuşmak için bu şehire girdim. Fakat, kendileriyle o zaman görüşüp konuşmaya imkân kalmadı; düşmanı takip etmek zorunluğu, burada kalmaya engel oluşturuyordu. O günden bugüne kadar saygıdeğer Afyonlularla yakından temas etmeyi çok derin özlemlerle arzu ediyordum. Nihayet bugün, Afyonluların içinde bulunmakla, o arzu ve özlemimin gerçekleştiğini görmekle memnun ve mutluyum.
Efendiler! Bu binanın çatısı altında ne mutlu, ne tatlı anılarımı canlandırıyorum! Bir gece ben şu odada, Fevzi Paşa bu odada, İsmet Paşa da bu odada yatıyorduk. Genelkurmayımız şu odada çalışıyordu. Düşman ordusunu tamamen sarmak ve imha etmek kararı, şu odada çıktı! Afyonkarahisar, son büyük zaferin kilidi oldu; esası oldu. Afyonkarahisar, mücadele tarihimizde unutulmaz parlak bir sayfaya sahiptir. Burada, buranın aziz halkıyla beraber bulunmaktan duyduğum zevk ve mutluluk büyüktür. Bana bu mutluluğu veren sizlere sevgi ve teşekkür!