Alanla veren dostsa, vermekle almak da zararlı olursa, altınını emanet etmiş olana geri veren, borçlu olduğu şeyi geri vermiş olmaz.
Borç yiğidin kamçısıdır.
Cimri, borç para isteyecek olan kişinin geldiğini bir fersah uzaktan görür.
Düşmanına borç verirsen onu kazanırsın. Dostuna borç verirsen onu kaybedersin.
Eğer paranın değerini bilmek istiyorsan, git bir kimseden borç para iste.
Borç paranın, getirdiği menfaat faizdir.
Paranın değerini öğrenmek isterseniz, borç almaya çalışın.
Baba borç yapar çol çocuk aç yatar.
Öyle bir hale geldik ki, insan borcunu ödedi mi, büyük bir iyilik etmiş sayılıyor.
Borç; gece üzüntü, gündüz zillettir.
Ödünç yeni elbise almaktansa, eskiyi yamamak daha iyidir.
Arkadaşına borç para verirken, ihtiyatlı davran! Sonra ikisini de yitirebilirsin.
Borç; yiğide vurulan kamçıdır.
Sabahleyin borçlu kalkmaktansa; akşamleyin aç yatmak iyidir.
Borcu olmayan zengin, hasta olmadan yaşayan da mutludur.
Can sıkan bir ziyaretçiden kurtulmak için ona ödünç para veriniz.
Bir defa borca alıştın mı, sonra dilenirsin.
Ne kimseden borç al, ne kimseye borç ver. Çünkü ödünç para veren, çok kere, hem parasından olur, hem dostundan.
Borcunu azaltırsan hür yaşarsın, günahlarını azaltırsan rahat ölürsün.
Veresiye dediler, alaşım geldi; istemeye geldiler, ölesim geldi.
Ödünç para almak, dilenmekten farklı bir şey değildir.
Borç para veren çok kere hem parasından olur, hem dostundan.
Küçük borçlar, gelecekteki büyük borçların öncüleridir.
Borç ödemekten daha zor bir şey vardır, borç almak.
Ödenmeyen bir borç, dolandırıcılığın başlangıcıdır.
Veresiye olunca; hiçbir şey pahalı gelmez.