Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık; çalınan birinin kalbiyse eğer.

İnsanlarında yan etkileri olabiliyor. Kimileri başını döndürürken. Kimileri mideni bulandırıyor…

Gitmek istiyorsa, bırakacaksın.. gitsin ! Aklı seninle olmayanın bedeni yanında olsun ister misin ?

Benim halim memleketin hali.

Birine verilecek sevgin yoksa, Ona ümit dolu gözlerle bakma!

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış. Kendi yolumu çizdiğimde anladım.

Ne sahip olduğundur hayat, ne de umdukların bunca zaman. Yüreğin kadardır hayat! ‘Seviliyorsan renkli, seviyorsan Siyah Beyaz.

Seni seviyorum demek değil ki matifet, Önemli olan o kelimenin tüm sorumluluklarını alabilmek.

Sevdiğin Kadar Sevilirsin.

Eğer çok konuşmak faydalı olsaydı, Allah iki ağız, bir kulak verirdi. Onun için, çok dinleyip az konuşmak gerek.

GözLer ve sözLer ikiside bir şeyleri gizler . SözLer ne kadar inkar etse de gözler herşeyi bir bir söyler…

Üç harf yanyana kaç şekilde gelir bilir misin? Aşk dersin.. Sen dersin.. Ben dersin.. Sen, ben biter; biz dersin. Gün gelir git dersin.. Peki dur kelimesinden haberdar değil misin? Dur demeyi bilmez misin? Git demek kolay, dur diyebilecek kadar yürekli misin?

Gidiyorum ben boşçakallar,sıçmışım ortalık yerinize.Kıçımın fosforuyla aydınlanın siz artık.

Bağlanmayacaksın bir şeye, öyle körü körüne. ‘O olmazsa yaşayamam’ demeyeceksin, Demeyeceksin işte. Yaşarsın çünkü.

Bir insana zorla sevdiremezsin kendini, Bana güven diyemezsin. O bunu hissetmiyorsa, tek bir söz söyleyebilirsin: Sen bilirsin.

Acılara bakıp da küsme sevdalara, gavura kızıp da oruç bozulmaz. Sök at kafandan acabaları, kemik aynı yerden iki defa kırılmaz.

Aşk da önemli olan aynı elleri tutmak değil, Bi ömür hiç bırakmamaktır.

Bir hayli kırgınım. Beni anlamadığın kelimelerin, aslında her şeyi anlatıyor oluşlarına kırgınım.

Bu memlekette göte “göt” denir!

Ülkenin, farklı şehirleriydik. ben sürgün yeri, sen başkent. İlk isyan hep sende başlardı. Cezasını çekmek hep bana kalırdı.

Ağlayanı güldürebilmek; Ağlayanla, ağlamaktan daha değerliymiş.

Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
“Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.

Can Yücel e sorarlar; “Neden hep babanıza olan sevginizi anlatan şiirler yazıyorsunuz da,annenize olan sevginizi anlatan şiirler yazmıyorsunuz?” Can Yücel cevap verir; “ Anneme olan sevgimi anlatacak kadar şair değilim . .

Kaşı babam kaşı demeye kadar, mahmut başar kardeş, kazı babam kazı, kaşlarını.

Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?
”Seni seviyorum” sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek . .

Bu tarafta cok kişiyle yatarsan diğer tarafta yatıcak yer bulamazsın..

En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan, ne seyyareler ne de geceleri… ışıldayan yıldızlar .. En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir birbirini anlamayan.

Gidene söylenecek söz yok, sevse zaten gitmezdi; ama gelene de pek sevinmemek gerek, çünkü o da başkasından geldi.

En uzak mesafe, iki kafa arasındaki mesafedir. Birbirini anlamayan.

Git demek kolay ama gittikten sonra üzüleceksin. “Eğer git diyebilecek kadar güçlüysen, hoşçakal deyip susmasını da bileceksin.

Yalnızım.. Çünkü herhangi biriyle değil, Beklediğime değecek kişiyle devam etmeliyim bu yola.

Öyle sevmelisin ki beni; bırakıp giderken hayatı, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde. Birbirimizi sevmenin gururu olmalı herşeyde.

Birini seveceksen, onu herşeyinle sevme. Çünkü bittiğinde; Onu unutamamana değil, unutamayacak kadar çok sevdiğine yanarsın.

Körfezdeki dalgın suya bir bak; göreceksin Nato’ nun kablosu durmakta derinde.

Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı… yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı ” her şeyde ”

Üzülme değmez sözünü duymaktan sıkıldım.Değmeyenlere zaten üzülmem.Üzüldüğüm şey,değmeyenlere yüreğimin değmiş olmasıdır . .

Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet.

Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,
kendimi bulduğumda anladım.

Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu
varmış,

Kendi yolumu çizdiğimde anladım..

Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat,
okuyarak,dinleyerek değil..

Bildiklerini bana neden
anlatmadığını, anladım..

Yüreğinde aşk olmadan geçen hergün
kayıpmış,

Aşk peşinden neden yalınayak
koştuğunu anladım..

Acı doruğa ulaştığında
gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını
anladım..

Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla
ağlamaktan daha değerliymiş,

Gözyaşımı kahkaya çevirdiğinde
anladım..

Bir insanı herhangi biri kırabilir, ama bir
tek en çok sevdiği acıtabilirmiş,

Çok acıttığında anladım..

Fakat,hakedermiş sevilen onun için dökülen her
damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler
terkettiğinde anladım..

Yalan söylememek değil, gerçeği
gizlememekmiş marifet,

Yüreğini elime koyduğunda anladım..

”Sana ihtiyacım var, gel ! ”
diyebilmekmiş güçlü olmak,

Sana ”git” dediğimde anladım..

Biri sana ”git” dediğinde, ”kalmak istiyorum”
diyebilmekmiş sevmek,

Git dediklerinde gittiğimde anladım..

Sana sevgim şımarık bir
çocukmuş,her düştüğünde zırıl
zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı
sarıldığında anladım..

Özür dilemek değil, ”affet beni” diye
haykırmak istemekmiş pişman olmak,

Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,

Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,

Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..

Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş
bir gün affedilmeyi,

Beni afetmeni ölürcesine istediğimde
anladım..

Sevgi emekmiş,

Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak
kadar sevmekmiş

Galiba yoruldum. Herşey kadar, herkes kadar, sen kadar. ‘Kendimi her kaybettiğimde, Seni de kaybediyor olmaktan yoruldum.

Unutma; Onu artık unuttum demek, bir kez daha hatırlamaktır aslında.

Gerçekten seviyorsan hiçbişeyi mazeret etmeyeceksin. Gerçekten seviyorsan eğer sonuna’ kadar değil, ‘sonsuza’ kadar seveceksin.

Bir insanı herhangi biri kırabilir; ama bir tek en çok sevdiği acıtabilirmiş. Çok acıttığında anladım.

Kimi ölüler bize ne kadar yakın,Yaşayanların birçoğu ne kadar da ölü.

Bilmelisin ki . Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Kart sensin, postal sana girsin.

Ağzıyla kuş tutsa da sevemediğim insanlar var benim! Bir de canıma okusa bile sevmekten vazgeçemediğim..

Üşüyordum. .Sarılcak bir şeyler ararken seni buldum. .Dokundum. .Yanıyordun Elimi çekmek zorunda kaldım çünkü beni de yakiyordun . . Sana dokunsam yanıyor. Elimi çeksem donuyordum . . Şimdi düşünüyorum seninle olup yanmakmı zor. Yoksa Sensiz kalıp donmak mı ?

Kara kaşlı bir bulut geldi… Gürledi ama yağmadı değil Yağmadı ama gürledi gitti.

Senle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?
“Nerden bileceksin! Sen hiç benimle olmadınki, ya aklın başka yerdeydi ya yüreğin.

Geldiğin kadar değil, Göründüğün kadar mutlusun. Ve sakın unutma; Gittiğin kadar değil, Hakettiğin kadar unutulursun.

İnsanı herhangi biri kırabilir; ama bir tek sevdiği acıtabilirmiş.

Anladım ki aşk; Her iki tarafı da mağdur eden, Yürekte izinsiz gösteri yapan mutluluk karşıtı bir eylem.

Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi.

Memnun olan yok hayatından ! Kiminle konuşsam aynı şey.. Herşeyi, herkesi bırakıp gitme isteği.

Kimileri ‘Seviyorum’ der, çünkü ezberlemiştir. Kimileri diyemez, çünkü gerçekten sevmiştir.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Aşk; kelime değil bir cümledir. Kurmak içinse, özneyle yüklem değil, iki yürek gerekir.

Bazıları alışmış durmadan sevgili değiştirmeye. Haklısınız, Çünkü biz alışkın değiliz sevmediğimiz adama “seviyorum” demeye…..

İçin yanarken üşümek, Yüreğin kan ağlarken gülmek, Özleyip de sevdiğini görememek.. İşte aşk bu olsa gerek !

Öyle bir seveceksin ki, yüreğinden kimse ayıramayacak. Ve öyle birini seveceksin ki, Seni gözleriyle bile aldatmayacak.

Ah be Dünya sen dönüyorsun onu anladık da bu insanlar senden daha hızlı dönüyor hemde ortada hiçbir yörünge yokken.

Öyle herkesi sevmeyeceksin.. Seviyorum’ demeyeceksin ! Seni seviyorum’ diyebilmek için gerekirse bir ömür bekleyeceksin.

Bilinmedik bir hüzün var içimde, bir gariplik. Anladım ki, ya ben fazlayım bu şehirde ya da biri eksik.

Artık başka biri alacak yerimi. Ve biliyorum zamanla unutacaksın beni, ama sonkez düşün sevebilir mi seni, benim sevdiğim gibi ?

Gitmek unutmak değildir sen bunu çok iyi biliyorsun. Aklımda gözlerin varken, sen buna gitmek mi diyosun?

Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun ?
“Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak.

Herşeyin kadar değil, değeri kadar seveceksin. Çünkü beklentin ne kadar çok olursa, o kadar kırılırsın.

Beni derginin kıçına koyanın gelir kıçına korum.

Bilir misin ne zordur severek yaşamak. Ona benimsin deyip sarılamamak. Ne zordur hep yakın hissedip aslında ondan uzak olmak.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,Dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Kural bu: En çok seven, hep en önce terkedilir. Unutma; Vedalar acıtsada, bazen gitmek gerekir.

Hayattan aldığım en büyük ders: Sevgisiyle karşında sapasağlam duramayan birine, asla yaslanmayacaksın.

Çok sahiplenmeden seveceksin mesela. Hem her an avuçlarından kayıp gidecekmiş gibi, Hemde hep senin kalacakmış gibi.

Küçükken annem, yerde ekmek görünce: yükseğe koy kuşlar yer derdi. Sevdiklerimizi hep yüksekte tuttuk, acaba kuşlar mı yedi ?

Benim öfkem gecelerin beyidir, kalkar bi tek çocuk ağlasa! İşte bak bu anasız yasa, Kanuni’nin değil bizimdir.