Allah onlar için süresiz kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte büyük ‘kurtuluş ve mutluluk’ budur.
Cennete giden yol dünyadaki vazifeleri başarmaktır.
Evlat kokusu cennet kokusudur.
Görmediği halde, vaat edilen cennet için, peşin olan şehveti terk eden kimseye ne mutlu.
Dünya, mü’mine zindan, kâfire ise cennettir.
Cennette öyle köşkler vardır ki, içindeki dışındakini, dışındaki içindekini görür.
Cennetin de, cehennemin de anahtarı kılıçtır.
Muhakkak ki cennet saraylarından bir sarayın içinde yetmiş menzil (yer, dünya, ev) bulunur. Her menzilde, içerisine girilmek üzere yetmiş kapı, her kapının da diğerinden girmekte olan kokudan başka cennet kokularından koku girer.
Cennette altından bir direk ve üzerinde zebercedden “zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş” şehirler vardır ki, onlar cennete yıldızlar gibi ışık verirler.
Cennet’in iyileştiremeyeceği hiçbir acı yoktur dünyada.
Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez.
Cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil.
Beyin olanca gücüyle ilerlerken, cinsel sistemlerin korkunç etkinliği daha uykuda olduğu için çocukluk, hayatımız boyunca özlemle geri dönüp baktığımız masumiyet ve mutluluk dönemi, hayatın cennetidir, kayıp cennet.
Cennette gurfeler vardır. Dışları içlerinden, içleri dışlarından görünür.
Cennet annelerin ayakları altındadır.
Her şeyin bir yolu vardır. Cennetin yolu da ilimdir.
Cennet binalarının bir tuğlası altın, bir tuğlası gümüş, harcı misk, çakılı inci ve yakut ve toprağı da safrandır.
Cennette bir soytarı olmak, cehennemde bir kral olmaktan iyidir.
Şüphesiz ki cennette bir çarşı vardır. Fakat orada hiçbir şeyi satın almak ve hiçbir şeyi satmak yoktur. Ancak erkekler ve kadınlar suret ve şekilleri vardır. Binaenaleyh orada hangi kılığı istediğinde ona girecektir.
Cennet (nefse ağır geldiği için) hoşlanılmayan şeylerle, cehennem de şehvete hitap eden şeylerle kuşatılmıştır.