İnsanlar Ikiye Ayrılır: Tanıdıkça Büyüyenler, Tanıdıkça Küçülenler.
Kusur Bulmak Için Bakma Birine,Bulmak Için Bakarsan Bulursun,Kusuru Örtmeyi Marifet Edin Kendine Işte O Zaman Kusursuz Olursun. Okumasını Biliyorsan Her Insanın Bir Kitap Olduğunu Görebilirsin.
Kadın Üzerine Yazı Yazarken Kalemi Gökkuşağına Batırıp , Mürekkebi Kelebek Kanatlarının Tozu Ile Kurulayacaksınız.
Bana Bazı Şeylerin Aklımızı Aştığını Söyleseler De, Bu, Saçmalıklara Inanmama Yol Açmaz. Hiç Şüphem Yok Ki Aklımızı Aşan Şeyler Var; Ama Aklımıza Aykırı Olan Herşeyi Ve Ona Zıt Düşen Ne Varsa, Cesurca Reddediyorum.
İnsan, Hayatının Dörtte Üçünü Yapamayacağı Şeylerle Geçirir.
İnsanı Taş Ya Da Kırık Kalpli Yapan Bu Dünyadan Gidiyorum. Beni Nereye Gömerlerse Gömsünler.
Yalnız Iyilik Yapmak Yetmez, Iyiliği Incelikle De Yapmak Gerekir.
Aklımız Tanrının Bir Hediyesi Ise Ve Inancımız Hakkında Aynısını Varsayarsak, Tanrı Bize Uzlaşmayan, Zıt Iki Hediye Vermiştir Demek.
Arkadaşımın Kusurları Hakkında Sadece Kendisiyle Konuşurum.
Güler Yüzle Söylenen Bir Yalanı Bir Anda Yuttuğumuz Halde, Acı Gerçeği Ancak Damla Damla Yutarız.
Yalanın Faydası Bir Defa Içindir, Gerçeğin Faydası Ise Sonsuz Ve Ölümsüz.
Yanlış Yola Girdiğinde, Hızlandıkça Daha Da Kaybolursun.
Adaletin Aklını Kaybettiği Yerde Felsefe Susar.
İnsan Bir Şeyi Menfaatine, Karakterine, Zevkine, Ihtiraslarına Göre Ya Şişirir, Ya Küçültür.
Felsefeye Ilk Adım Inançsızlıktır.
Büyük Bir Ormanda Kayboldum Ve Önümü Görmek Için Küçücük Bir Işığım Var. Orada Yanıma Biri Gelir Ve Der Ki: “Kardeşim, Yolunu Daha Iyi Bulmak Için Mumunu Söndür.” O Birisi Bir Ilahiyatçıdır.
Felsefe Sadece Gerçekle Uğraştığı Izlenimi Verir Ama Belkide Düşlemleri Dile Getirir, Edebiyatsa Sadece Düşlemlerle Uğraştığı Izlenimini Verir Ama Belkide Doğruyu Dile Getirir.