Merakımdan soruyorum…El ele ‘tutuşan’ bir çift gördüğünüzde sizde benim gibi üşüyormusunuz?
Devletin ve tabiatın ortak ve yanlış sorusu şuydu:
– Maveraünnehir nereye dökülür?
En arka sırada bir parmağın tek ve doğru karşılığı:
– Solgun bir halk çocukları ayaklanmasının kalbine!dir.
Öyle Insanlarla Birlikte Olacaksın Ki; Onlar Için “Iyi Mi ?” Diye Sormadan “Iyi Ki” Var Diyebilesin.
Ya kal, ya da git. Ama sakın ‘bekle gelirim’ deme. Çünkü ben, şimdiye kadar giden birinin geri …
Doğuya doğru fazla giden, coğrafya yüzünden, Batıya düşer. Tersi de geçerlidir bunun.
Devletin cüceleri nasıl iki kez ayağa kalkmak zorundaysalar, Tabiatın cüceleride bir dehliz bulmuşlardır kendi içlerinde.
Seni Özlemek Nasıl Bir Borçsa Artık, Özle Özle Bitmiyor.
Yeryüzüne nasıl dağılmıştır, tarihi düzünden okumaya ayaklanan çocuklar?
Ben öylesine sivilim ki, sivillerin sivili, özel hayatımda da orospuların, ‘yol göstericiler’in, yersiz yurtsuzların, surlarda ve parklarda barınanların, kimsesizlerin, sokaklarda yaşayanların, dışlanmışların, orta ikiden ayrılanların, ıssız park bekçilerinin,.., müştemilatta oturanların, fallokrat kabadayıların, berduşların…kısacası tarih dışına düşürülen lümpenlerin yanında rahat ediyorum…
Samyeli de dalgınlıklarla bir çocukmuş eğilip barışlıklar çizermiş evler üzerine, nasıl bir ağaçdıysak çocukken tümleçleri, özneleri nasıl unuttuysak denizde turunç olmak istiyoruz yine turunçuz da.
Şiirimiz her işi yapar abiler..
Onun için ki acı bir suyla üçe bölünmüştür bir kent.
Yaptığın bunca şeye rağmen, senden bir türlü kopamamak, ne garip
Tek dileğim ne biliyormusun? Gözlerimi kapamış senli hayaller kurarken, gözlerimi açtığımda yanımda …
Fakir kuş hiç unutmaz, kitapların yakıldığı yıldı,
Kırk kapıdan birden devletle girdiğini gördük.
Başsız bir at ve içindeki solgun süslü binicisinin
Dervişlere göre parçalanmış ölüm doğudan dönüyordur
Yüreğimi korkak büyütmedim. Kaybettiklerim; dağıttığım servetimdir .
Ben öğretmenleri sevmem. Çocukları sınıfta bırakırlar. Düzenle şu veya bu şekilde uyuşmadır bu. Mesela Köy Enstitüsü çıkışlılar sistemin dışında olduklarını ileri sürerler ama, sistemin tam göbeğindedirler. Sistemin dışında olmakla karşı olmak farklıdır.
Seni özlemek nasıl bir borçsa artık, özle özle bitmiyor
Kim ne derse desin, tek bir gerçeği vardır aşkın; “Karşındakinin adam olup olmadığını, aşıkken değil ayrılırken anlarsın.
Bir tırnağı kırıldı diye 9 tırnağına birden kıyabilen bir kızın, kalbi kırıldığında neler …
Ama yok ne olur ağlama böyle ama yok şunun şurasında tramvaysız, çocuk olmak turunç olmak
İnsanlar fazla sevilmemeye programlı galiba. Ne zaman çok sevildiğimi hissetsem gidesim gelir. Ve ne zaman çok sevsem o gider.
Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların. Bir cenaze töreninde daha ölümlü karşılamaya götürüleceğiz.
Ece Ayhan, ölü şair. Meçhul bir aşkı yazdı. Tabiata gömüldü..
Yan yana değil de doğru doğru yürüyen bir yengece bakarak diğerleri ”sarhoş galiba ” diyebiliyorlar.
Hiç bir αşk bittiği gün bitmez aslındα. Giden için çok olmuştur biteli; ama kalan için belli değildir ne zαmαn biteceği!
Keşke bazı insanlar için “imalat hatası var, geri topluyoruz” deseler..
Aşk örgütlenmektir, bir düşünün abiler!
Seni özlemek nasıl bir borçsa, özle özle bitmiyor…
Birgün “herkes gerçek sevdiğiyle buluşacak” dense, eminim o kadar çift yer değiştirir ki .
Sirasi geldi: Insanoglu, bu dünyada biz’e göre olusmus ya da olup bitmis degildir.olusmaktadir..evet insanlık sıkı şiir’e göre isin sonunda degil daha basindadir. Yeni basliyoruz..
Bir tırnağı kırıldı diye 9 tırnağına birden kıyabilen bir kızın, kalbi kırıldığında neler yapabileceğini siz düşünün.