Si vous êtes assez courageux pour dire au revoir, la vie vous récompensera d’un nouveau bonjour.
Elveda diyecek kadar cesursanız hayat sizi yeni bir Merhaba ile ödüllendirecektir.
Si tu aimes quelqu’un, laisse le partir! S’il revient, c’est qu’il a toujours été là, s’il ne revient pas, c’est qu’il ne l’a jamais été.
Birini seviyorsanız, gitmesine izin verin! Dönerse zaten hep size aitti; dönmezse zaten hiç size ait olmadı.
La gentillesse est le langage qu’un sourd peut entendre et qu’un aveugle peut voir.
Nezaket, sağırların duyabildiği, körlerin de görebildiği bir dildir.
Je marche lentement… mais je ne recule jamais.
Yavaş yürürüm ama asla geriye gitmem.
On passe une moitié de sa vie à attendre ceux qu’on aimera et l’autre moitié à quitter ceux qu’on aime.
Hayatımızın yarısını sevdiklerimizi beklerken, diğer yarısını sevdiklerimizi bırakarak geçiriyoruz.
J’aime tout ce qui est vieux, – les vieux amis, le bon vieux temps, les vieux livres, le vin vieux.
Her şeyin eskisini severim. Eski dostlar, eski zamanlar, eski terbiye, eski kitaplar, eski şarap.
Les gens oublieront ce que vous avez dit, ils oublieront ce que vous avez fait, mais n’oublieront jamais ce que vous leur avez fait ressentir.
İnsanlar ne söylediğinizi unuturlar, ne yaptığınızı da unuturlar. Fakat nasıl hissettirdiğinizi asla unutmazlar.
Être honnête ne vous apportera pas beaucoup d’amis, mais vous apportera les bons.
Dürüst olmak belki size çok sayıda arkadaş kazandırmaz; ama sizi daima en doğru arkadaşlara götürür.