Akıllı kişi ancak üç şey için yolculuk eder: geçimini sağlamak, ahiretini elde etmek, yahut da haram olmayan zevk ve lezzetlerden faydalanmak.
Bir gerçeği savunurken, önce kendimiz inanmalıyız, sonra da başkalarını inandırmaya çalışmalıyız.
Çocuklarınızın yarın söz sahibi olmasını istiyorsanız, daha bugünden onlara iyi kitaplar hediye ediniz.
Dostlukta ileri gitme, olur ki o dost bir gün düşman kesilir; düşmanlıkta da haddi aşma, olur ki o düşman bir gün dost olur.
Eğer birgün dünyaya ait derdin olursa, rabbine dönüp rabbim çok büyük derdim var deme. Derdine dönüp çok büyük rabbim var de.
Fazîlet, en iyi maldır. Cömertlik, en güzel mücevherdir. Akıl, en güzel zînettir. İlim, en şerefli meziyettir.
Güzel ahlak, en iyi arkadaştır; Mü’minin amel defterinin nişanesi güzel ahlakıdır.
Cömertlik, ıstemeden vermektir. İstendikten sonra vermemekse utançtandır ve kötüdür.
Halk ile dostluk ve samimiyeti, Allah’ın itaati üzere olan kimseye ne mutlu.
Dünyada hiçbir şeye minnet etme, özgürlüğünü ancak bu şekilde koruyabilirsin.
Hasetçinin huzuru, çabuk darılanın dostluğu, yalancının ise yiğitliği olmaz.
Biri sana sırtını çevirirse üzülme, böylece dostunla düşmanını ayırt etmiş olursun.
Rabbin rızasını kazanmak isteyen, zulmeden buyruk sâhibine karşı adalet sözünü söylemelidir.
Korku ümitsizliğe eş olmuştur; utanç mahrûmiyete. Fırsat bulut gibi geçip gider; hayırlı fırsatları elde etmeye çalışın.
İnsanoğlu, her şeyden daha çok terazinin (kefelerine) benzer; ya cehaletiyle hafif veya ilmiyle ağır olur.
Sabır, hedefe ulaşmanın anahtarıdır; direnişin sonu zaferdir. Her isteğin gerçekleşmesinin bir vakti vardır; kader, o vakti harekete geçirir vücuda getirir.
Namaz, her temiz kişinin Allah’a yaklaşmasıdır. Hac, her zayıfın savaşıdır. Herşeyin zekâtı vardır; bedenin zekâtı da oruçtur. Kadının savaşıysa kocasıyla ıyi geçinmesidir.
Mümin, kardeşlerine karşı ululanmaya, ona güler yüz göstermemeye başladı mı, ondan ayrıldı demektir.
Bir kişiyi lâyığından fazla övmek riyâdır, dalkavukluktur; lâyığından az övmekse ya dilsizlikten ıleri gelir, ya hasetten.
Zikir de Allah’ı hatırlamak iki çeşittir: Musibet vakti zikretmek, bu ıyi ve güzeldir; Bundan daha güzeli ise insanı Allah’ın haram kıldığı şeylere yönelmekten alıkoyan zikirdir.
Düşünce sâf bir aynadır. İbret almak korkutan bir öğütçü, başkasında görüp de hoşlanmadığın şeyden çekinmense edep olarak yeter sana.
İnsanlarla öyle geçinin ki öldünüz mü ağlasınlar size; sağ kaldınız mı sevgiyle çağrışsınlar sizin için.
Kalp kör olduktan sonra, gözlerin görmesinde hiçbir fayda yoktur.
Haksızlık önünde eğilmeyiniz. Çünkü hakkınızla beraber şerefinizi de kaybedersiniz.
Ya söyleyen, öğreten bilgin ol, ya dinleyen belleyen öğrenci, üçüncüsü olma.
Cenneti arzulayan kimse, dünyada nefsin arzu ettiği şeylerden uzak dursun.
Seni ıslah etmeyen bilgi sapıklık, sana faydası olmayan mal vebaldir.
Dünyada halkın efendileri cömertler, ahirette ıse çekinenlerdir.
Ayıbın en büyüğü, ona benzer bir ayıp sende de varken; başkasını ayıplamandır.
Kişinin kendini beğenmesi, aklının zayıf olduğuna delalet eder.
Rızık, zekasızların; mahrumiyet, akıllıların; bela ise sabrın payıdır.
Sabır en güzel huy, ılim en güzel süs eşyasıdır.
Erdem sahibinin değerini, yine erdem sahibi olanlar bilir.
Hikmet, müminin yitik malıdır; isterse nifak ehlinden olsun, hikmeti al.
İki şey halkı yok eder: fakirlik korkusu ve üstünlük talep etmek.
Hayra niyet edince acele et ki, nefsin seni yenip de niyetinden caydırmasın.
Dostların kalbini kırmakla, düşmanların arzularına hizmet etmiş olursun.
En büyük günah, haksız yere müslüman bir kimsenin malını gasbetmektir.
Tamah seni kul etmesin, Allah seni hür yarattı.
Nice oruçlu vardır ki; orucundan elde ettiği, ancak açlıktır.
Yoksulluğun en kötüsü ahmaklıktır.
Birbirine aykırı olarak çağrılan iki yolun biri, mutlaka sapıklık yoludur.
Dindarlığın en üstünü, dindarlığı gizlemektir.
Suçların en çetini, sâhibine ehven ve ehemmiyetsiz görünenidir.
İnsanların en fazla bağışlaması gerekeni, cezâ vermeye en fazla gücü yetenidir.
Dinini ekmek kazanmak için satan kimsenin dininden nasibi, yediği şeydir.
Şahsınıza yapılan kötülüğü affedin, milletinize yapılanı affetmeyin.
Bilgisiz kişiyi, bir işte, bir fikirde ya pek ileri gitmiş görürsün, ya pek geri kalmış.
Ey âdemoğlu, ihtiyacından fazla kazandığın şeyi başkası için biriktirmedesin.
İki kişi yoktur ki halkı kendisine uymaya çağırsın da, biri sapıklıkta olmasın.
Siz insanlar kendinizi önemsiz sanarsınız. Halbuki içinizde koca bir evren saklıdır.
Makamın, benim nazarımda keçi sümüğü kadar değeri yoktur.
Susmak hukmettir, susmak selamettir, sır saklamak, saadetin bir köşesidir.
İki şeyin elden gitmeden değerini takdir etmek zordur: biri sağlık, öteki de gençlik.
Her kaba bir şey koyunca daralır; ancak bilgi kabı müstesnâ. Ona bilgi kondukça genişler.
Üç şeye riayet eden mesut olur: Nimet ulaştığında şükretmek, rızık kesildiğinde mağfiret dilemek, sıkıntıya düştüğünde çok la havle vela kuvvete illa billah demek.
İyilik yapmak, hayır ameli gizlemek, belalara karşı sabırlı olmak ve musibetleri dile getirmemek, cennet hazinelerindendir.
Ey âdemoğlu, kendi nefsinin vasîsi ol da malında, senden sonra ne yapmalarını istiyorsan sen yap.
Büyük günahların kefâreti, zulme düşenlere yardım etmek, acze düşenleri ferahlandırmaktır.
İlim maldan hayırlıdır; ilim seni korur, sense malı korursun. Mal, vermekle azalır, ilim öğretmekle çoğalır.
Sabır iki çeşittir: Musibete karşı sabretmek; bu iyi ve güzel bir şeydir. Bundan daha güzeli ise, Allah’ın haram kıldığı şeye karşı sabretmektir.
Hiçbir insan, ister şaka olsun, ister ciddi, yalan konuşmayı terketmedikçe imanın tadını anlamaz.
Ben Allah’ın kullarına açtığı kapıyım, her kim ondan girerse âmânda (kurtuluşta) olacaktır. Cennet ve cehennemin anahtarları bendedir.
Dert ve sıkıntının şiddetine sabır göster, bunuda sonu gelecektir. Bil ki sabır; bir asalet göstergesidir!
Eğer ararsak kendimize kolayca düşman bulabiliriz, ama ne kadar ararsak dost bulmak kolay değil.
Bütün dünyayı verseler ve buna karşılık, bir karıncanın ağzındaki taneyi almamı isteseler; bu zulmü yapamam.
Giremediğin gönül senin değildir. Gönül yalnız gönül vermekle alınır, gönül istiyorsan önce gönlünü vereceksin.
Akıl gibi zenginlik, bilgisizlik gibi yoksulluk, edep gibi miras, danışmak gibi arka olamaz.
Bir insana başkaları önünde verilen öğüt, öğüt değil, hakarettir.
Çocuklarınızı bugüne göre değil, geleceğe göre yetiştiriniz.
Dünün geçti, yarınında belli değil, öyleyse bugünü ıyi geçirmeye bak.
Senden soruluncaya kadar susmak, susturuluncaya kadar söylemekten hayırlıdır.
İnsanların gönülleri ürkektir; kim onları elde ederse ona alışırlar.
Kitapları değil, kitapların içindekileri kafanda topla.
Âlim, ölse de yaşar, cahil ise yaşarken ölür.
Bir şey feda edilmeden, hiçbir şey kazanılmaz.
Akıllının tahmini, cahilin kesin bilgisinden üstündür.
Kötülükte bulunanları iyilik edene mükâfat vererek payla, yola getir.
Süse ve ziynete heves eden erkekler, erkektir; ama mert değillerdir.
Renkten renge giriş, inançtan inanca geçiş, ahmağın alâmetlerindendir.
Sabrın imandaki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir. Sabrı olmayanın imanı olmaz.
Dua mü’minin silahıdır ve dininin direğidir, göklerin ve yerin nurudur.
Evvela kendi nefsinize, sonra insanlara nasihat et.
Ne oldu ise benimle oldu ve ne olacaksa benimle olacaktır.
En hayırlı dost, seni hayra sevk edendir.
Akıl gurbette yakın bulmaktır; ahmaklık vatanda gurbete düşmektir.
Müminin sevinci yüzünde, üzüntüsü kalbindedir.
Hiçbir zaman cahil bir insanla tartışmayı kazanmadım.
Ümitsizliğin acılığı, halka yalvarmaktan yeğdir.
Dost, dostu yokken dostluğuna sadakat gösterendir.
Sevgiliye verilen en büyük hediye sadakattir.
Bir dağ bile beni sevse musibetlere uğrar.
Söz ilaç gibidir; azı yaşatır, çoğu öldürür.
Yüksekliği istedim, onu alçak gönüllülükte buldum.
Babanın, misafirin ve mazlumun duaları geri çevrilmez.
Öldükten sonra yaşamak isterseniz kalıcı bir eser bırakın.
Dil bir ölçüdür; cehalet onu hafiflettiği gibi akıl da onu ağırlaştırır.
Başkalarının acılarından, geçmiş felaketlerinden ders alanlar, gerçekte mutlu kişilerdir.
Akıllının dili gönlünün ötesindedir, ahmağın gönlüyse dilinin ötesinde.
Çalışanlar kötülük düşünmeye zaman bulamaz, tembeller ise kötülükten kurtulamaz.
Hiçbir işte gereğinden çok acele etme. Dikkatli olanlar kendilerini zor duruma girmekten korurlar.
Anadan, babadan kalanlara yetim derler, bana kalirsa asıl yetim olanlar, akıldan mahrum olan kimselerdir.
Bilerek yapılan az iş, Bilmeyerek yapılan çok işten hayırlıdır.
Cesurun ayakları dayanmak, korkağın ayakları kaçmak için yaratılmıştır.
Bayram, (Ramazan) orucunu, geceleri ettiği ibâdeti Allah’ın kabül ettiği kişiye bayramdır. Hangi gün Allah’a isyan edilmezse, o gündür bayram.
Dostluğu öldüren en tehlikeli silah itimatsızlıktır.
Tatlı dili olanın dostları hergün biraz daha artar.
İstediğin kimseye iyilik et, onun emiri olursun. Dilediğin kimseden iste onun esiri olursun. İstediğin kimseden müstağni kal, eşiti olursun.
Düşünmeden konuşma, sonuna bakmadan iş yapma.
Aklı kıt olan, dilini tutamaz.
Gıybeti dinleyen gıybeti yapan gibidir.
Seni inciten kimse özür dilerse kabul et. Kin tutma.
Düşmanların en büyüğü, düşmanlığını gizleyendir.
Haksızlıklara karşı gelmeyenler, yalnız haklarını değil, onur ve şereflerini de kaybederler.
İnsanların değeri, düşüp kalktığı ve beraber yaşadığı insanlardan anlaşılır.
Dertlerimi kimselere söylemem, dostuma söyleyeyim de neden onu da üzeyim. Düşmanlarıma söyleyeyim de neden onları sevindireyim.
İnsanlarla öyle iyi geçin ki öldüğünde düşmanların bile ağlasın.
Dil; cismi küçük yırtıcı bir arslandır. Onu sağlam bağla.
İlim servetten üstündür. Çünkü sen serveti korursun, ilim ise seni korur.
Kötülük eden kimseye ihsanla karşılık vermek faziletin en güzelidir.
Halk içinde en erdemlisi, yalnız kendi ayıbını arayan ve bu yüzden başkalarının ayıbını aramaya imkan bulamayan kimsedir.
Çok gülenin heybeti azalır.
Kimseden vefa görmesem de vefa göstermeye devam edeceğim.
Yaratanın büyüklüğü, yaratılanı gözünde küçültür.
Allah Resûlunu ilk kez gören, onu görür görmez heybetten titrer, onunla bir süre beraber olan ona aşık olur.
Namaz, her temiz kişinin Allah’a yaklaşmasıdır.
Hac, her zayıfın savaşıdır.
İnsanın değeri, himmetincedir; gerçekliği, adamlığıncadır; erliği, yaptığı kötülükten utancı kadardır; temizliği ve nâmusu da kıskançlığı derecesindedir.
Arkadaşını zorlukta, gıyabında ve ölümünden sonra korumayan dost, dost değildir.
Bilgin kişinin bilgisinden dolayı şükrü, bilgisiyle amel etmesi ve o bilgiyi, müstahak olana belletmesidir.
Tamah cahillerin kalplerini hafifleştirir, yerinden söker; arzular, onu rehin alır; hileler, onu bağlar.
İman, kabul olan söz dil ile şehadet etmek, yapılmış olan amel ve akıl ile tanımaktan ibarettir.
Sana rağbet ve muhabbeti olan kişiye rağbet etmemen, nasibinde noksana düşmendir. Senden hoşlanmayana rağbet etmense alçalmandır.
Ben öyle bir insan ıstiyorum ki; İktidarda iken halktan biri sanılsın, halktan biri iken iktidar sahibi.
İnsanların en âcizi, insanlardan kardeş edinemeyenidir; Ondan daha âcziyse kardeş edindikten sonra onu yitirenidir.
Bir toplumun yaptığına razı olan, onlardan sayılır. Onlardan sayılan her kişinin de iki suçu vardır: O işi işlemek suçu, o işe razı olmak suçu.
Hâin kişilere vefâda bulunmak, Allah’a hıyânette bulunmaktır; Hâinlere gadretmekse, Allah’a vefâ etmek demektir.
Eğer hayırlı bir iş görmek istersen, bugünün işini yarına koyma. Çünkü yarına kadar ne olacağı belli değildir.
Kendinize Allah yolunda kardeşler edininiz. Çünkü onlar dünya için de ahiret için de lazımdır.
Hikmet Mü’minin yitik malıdır; Bu mal, şer ehlinin elinde olsa bile onu alması gerekir.
Allah’ın bir meleği vardır, her gün bağırır; Doğun ölüm için, toplayın yok olmak için, yapın yıkılmak için.
Zahidlik, arzuları azaltmak, her nimete karşı şükretmek ve Allah’ın haram kıldığı şeylerden kaçınmaktır.
İman gönülle tanımak, dille ikrâr etmek, âzâ ile de kullukta bulunmaktır.
Ahlak ve fazilet aklın dışarıdan görünüşüdür.
Gözünün nurunu geliştirmek isteyen, allah korkusuyla ağlasın.
Çok sert olma, kırılırsın. Çok yumuşak olma, ezilirsin.
Bilgi kadar zenginlik yoktur. Cehalet kadar yoksulluk yoktur.
Emir sahibi olmak, insanların özlerinin sınanmasıdır.
İstesem sırf fatiha suresinin tefsiriyle yetmiş beygiri yüklerim.
Şu göğsümde saklı duran birçok ilim var. Ah! Onları taşıtacak erler bulabilsem.
Düşünmeden konuşma, sonuna bakmadan iş yapma…
Azim ve sebat insanların en büyük yardımcısıdır.
Bilmeyenin konuşması kadar, bilenin susması da çirkindir.
Ne kadar yoksul ve aç olursa olsun, kanaat sahibi zengindir.
İnsanların solukları ecellerine doğru attıkları adımlarıdır.
Söyleyene bakma, söylenene bak.
Batıla yardım eden, hakka zulmeder.
Perde kaldırılırsa bile yakinim artmaz benim.
Seni inciten kimse özür dilerse, affet. Kin tutma.
Utancın üstünü, insanın kendinden utanmasıdır.
Asıl yetimler anadan babadan değil ilim ve ahlaktan yoksun olanlardır.
Hiçbir acı cehaletten daha fazla zahmet verici değildir.
Bir kişi senden emin değilse, sen de ondan emin olma.
İnsanın değeri, becerdiği şeylerle ölçülür.
Allah bir kulu alçalttı mı, ona bilgi başarısını men’eder.
İlim bir noktadır, onu çoğaltan cahillerdir.
Haklı olduğun zaman, hiç kimseye boyun eğmeyeceksin.
Şehvetle kul olan parayla alınmış köleden de aşağılıktır.
Akıllının zannı, câhilin yakınınden daha doğrudur.
Senin hakkında iyi zanda bulunanın zannını gerçekleştir.
Emaneti, peygamberlerin evladının katiline ait olsa bile sahibine geri verin.
Tutumluluk, az şeyi çoğaltır; israf, çok şeyi azaltır.
Soruya verilen cevap çoğalınca doğru gizli kalır.
Yoksulluk bir insan olsaydı, onu katlederdim.
Zenginlik gurbette yurttur; yoksulluk yurtta gurbet.
Dünyadakiler, uykuda yol alan kervan ehline benzerler.
Eğri cetvelden, doğru çizgi çıkmaz.
Akıl tamamlandığında, söz noksanlaşır.
İlim alçaktakileri yükseltir. Bilgisizlikse yüksektekileri alçaltır.
Ölümü unutmak, kalbin paslanmasındandır.
Kudret altında olan her aziz, zelildir.
Yoksul bir adam kendi ülkesinde yabancı gibidir.
Hilim yumuşak huyluluk gibi üstünlük yoktur.
Âlim ölü olsa bile diridir, câhil diri olsa bile ölü.
Dilim kestikçe kılıcım kınından çıkmaz.
Herşeyi boğazına atan zengin, fakir hükmündedir.
Kanaat tükenmez maldır.
Bana bir harf öğretenin, kırk yıl kölesi olurum.
Dostları yitirmek, gurbete düşmektir.
Nice kan vardır ki onu dil döker.
Uzun arzulu olan, ameli unutur.
İnsanlar, bilmedikleri şeylere düşmandırlar.
Takva, imanın temelidir.
Akıllı adamın yüreği sırlarının kasasıdır.
Mü’min kişi gününü üç zamana ayırır: bir bölümünde rabbiyle münacat eder. O’na ıbadet eder; bir bölümünde kendi nefsini muhasebe eder; bir bölümünde de helal ve güzel lezzetlerle meşgul olur.
Dostların kalplerini insana ısındıran, düşmanların kalplerinden kini gideren en güzel şey, onlarla karşılaşınca güler yüzlü olmak, gıyabında hallerini sormak, huzurlarında ise iyi ve yumuşak davranmaktır.
Biziz peygamber’in elbisesi, onun dostları, ona hizmette bulunanlar, ona varılacak kapılar. Evlere ancak o kapılardan girilir; kapılardan başka yerden girenler hırsızdır; cezâya çarpılır.
İnananın yüzünde güleçlik vardır, kalbindeyse hüzün. Gönlü her şeyden geniştir, nefsi her şeyden alçak. Yücelikten nefret eder, şöhrete düşmandır, gamı gussası uzundur, düşünmesi derin. Susması fazladır; vakti yoktur. Çok şükreder, çok sabreder. Düşünceye dalmıştır, ıhtiyâcı olanları görünce kendi ıhtiyâcını hatırlamaz bile. Huyu güzeldir, geçinmesi hoş ve yumuşak. Şeref ve din bakımından serttir, huy bakımından kuldan alçak.
Her musibetin bir zamanı vardır, o zaman mutlak yaşanmalıdır; o musibet birinizin başına geldiğinde, zamanı gelip geçene kadar teslim olup sabretsin. Zira musibetin yöneldiği zaman onu gidermek ıçin çare aramak, onun zorluğunu çoğaltır.
Bildiğim, tanıdığım andan beri hakkı inkâr etmedim. Bana gösterildiği andan beri hakta şüpheye. Düşmedim, yalan söylemedim. Kimse de benim yalan söylediğimi söylemedi. Ben ne yolumu sapıttım, ne de benim yüzümden biri yolunu sapıttı.
Oğulcuğum, benden dört şey belle, ışlediğin zaman sana zarar vermeyecek dört şeyi de aklında tut: zenginliğin en üstünü akıldır; yoksulluğun en büyüğü ahmaklık. Korkulacak şeylerin en korkuncu kendini beğenmektir; soyun-sopun en yücesi güzel huy. Oğulcuğum, ahmakla eş dost olmaktan sakın; sana fayda vermek ısterken zararı dokunur. Nekesle eş dost olmaktan sakın; ona en fazla muhtâç olduğun zaman yardımına koşmaz, oturur. Kötülük edenle eş dost olmaktan sakın; o, pek az bir şeye seni satar gider. Yalancıyla eş dost olmaktan sakın; çünkü o, serâba benzer; uzağı yakın gösterir sana, yakını uzaklaştırır senden.
Sorun beni yitirmeden; çünkü andolsun allah’a, kur’an’da hiç bir âyet yoktur ki niçin ve kimin hakkında ındi, nerede ındi, düzlükte mi, dağlıkta mı, hepsini de en ıyi bilenim ben. Gerçekten de rabbim bana, anlayan bir akıl, söyleyen bir dil ihsan etmiştir.
Sözün dikildiği yer, gönüldür; ısmarlandığı yer düşüncedir, onu kuvvetlendiren akıldır, meydana çıkaran dildir; bedeni harflerdir, canıysa anlamı; süsü, düzenli söylenmesidir; düzgünlüğüyse doğru oluşu.
Ey insanlar, dünya sevgisinden sakının; zira dünya sevgisi her günahın başı, her belanın kapısı, her fitnenin yoldaşı, her musibetin de sebebidir. Eğer bir gün dünyaya ait derdin olursa rabbine dönüp ‘rabbim çok büyük derdim var’ deme; derdine dönüp çok büyük rabbim var’de.
Dünyâ dört şey üstünde durur: bilgisiyle amel eden, halka da öğreten bilgin; öğrenmekten utanmayan, çekinmeyen bilgisiz, varlığında nekeslikte bulunmayan cömert, âhiretini dünyâsına satmayan yoksul. Bilgin, bilgisini yitirirse, bilgisiz de öğrenmekten çekinir. Zengin, malında nekeslik ederse yoksul da âhiretini dünyâsına satar.
Senin gerçek kardeşin, seninle beraber olan, sana faydalı olmak için kendini zarara sokan, zamanın musibetleri sana dokunduğunda, seni kurtarmak için, kendi işlerini bırakabilendir.
İnsanlara bir zaman gelip çatar ki; o zamanda Kur’ân’dan ancak eser ve yazı, İslâmdan da isim kalır. O gün, insanların mescitleri mâmurdur yapı bakımından; haraptır hidâyete mahâl olmak bakımından. O gün mescitlerde oturanlar, onları yapanlar, yeryüzünün en kötü kişileridir; fitne onlardan çıkar, suç ve hatâ onlara sığınır. Kim o fitneye girmemek isterse, sürüp götürürler; kim geri kalırsa yürütüp alırlar. Noksan sıfatlardan münezzeh olan AlIah buyurur ki: ‘Zâtıma and olsun ki; Ben o kavme öylesine bir fitne gönderirim ki, bilgi sâhibi bile şaşırır kalır ve o fitneye dalar.’ Biz Allah’ın bağışlamasını, gafletle ayağımızı kaydırmamasını dilemekteyiz.
Allah’ın öyle kulları vardır ki; Allah onları kulların faydalarına hizmet etmek için nimetlerle nimetlendirmiştir. Onların ellerine nimetler (mal ve mülk) vermiştir. Onlar da o nimetleri kullara ihsân ederler. Fakat, ihsân etmediler mi de, o nimetleri onlardan alıp başkalarına verir.
Sizi İslâm’a öylesine bir nisbetle mensup sayayım ki, benden önce kimse böyle bir nisbeti söylememiştir: İslam teslîm oluştur; teslîm oluş yakindir; yakin gerçeklemektir; gerçeklemek ikrardır; ikrar emre uymaktır; emre uymaksa o emirleri yerine getirmektir.
Kalbinde, halka karşı şefkat ve sevgi hissi uyandır, onlara iyi davran. Allah’ın seni nasıl bağışlamasını istiyorsan, sen de halkı bağışla. Bağışlayınca pişman olma, cezalandırınca sevinme. Öfkelenip ceza vermede acele davranma.
Şaşarım o kimseye ki, korktuğu yoksulluğa doğru koşup durur; arayıp istediği zenginlik, elinden yiter gider. Dünyâda yoksullar gibi yaşar, âhiretteyse zenginlerin sorusuyla sorguya çekilir.
Bütün kitapların özü kur’an’da toplanmıştır. Kur’an’ın özü, ilk sûre olan fatiha suresi’dir. Fatiha’nın özü ‘besmele’dir. Besmelenin özü iste bu (be) harfidir. Ben de, işte bu (be) harfinin altındaki noktayım.
Bilgin, kadrini bilen kişidir; bilgisiz, yaptığını bilmeyen kişidir. Akıllı, ameline dayanır, câhil, emeline dayanır. Bilgin, kalbiyle, gönlüyle bakar görür; câhil, gözüyle bakar görür.inanan kişinin günde üç ışi vardır: bir zaman rabbiyle münâcât eder, ona kullukta bulunur; bir zaman geçimi ıçin çalışır; bir zamanı da vardır, helâl ve güzel lezzetlerle zevklenir. Akıllı kişi, ancak üç şey ıçin yolculuk eder: geçimini sağlamak, âhiretini elde etmek, yahut da haram olmayan zevk ve lezzet elde etmek ıçin.
Bilgiyle dirilen, ölmez.
İlim hakiki bir mürşiddir.
Kişinin değeri yaptığı bağıştadır.
İnsan, dilinin altında gizlidir.
Yalnızlığa alışmakla, izzetinin bekası için çalış.
İnsanların solukları, ecellerine doğru attıkları adımlarıdır.
Fazilete yükselmek güç, rezalete alçalmak kolaydır.
Gençliği anlamaz hale gelmişseniz, dünyadaki işiniz bitmiş demektir.
İhtiyacı olan şeyi elde edememek, ehli olmayandan istemekten daha iyidir.
Gerçeği insanların ölçüsü ile değil, insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı.
Kötülüklerden çekinmek, iyilik kazanmaya çalışmaktan üstündür.
Şeref, fazilet ve edepledir. Asıl ve neseple değildir.
Eğer ilim ümitle elde edilseydi, dünyadaki bütün insanlar âlim olurdu.
İnsanı zengin eden şey, kâlb zenginliğidir. Yoksa mal, sahibinin gözünü doyurmaz.
Allah’ın dini öyle bir hale getirilmiş ki, tersine çevrilerek giyilen elbiseye dönmüş.
Bilmediğiniz sözü söylemeyin. Çünkü; gerçeğin çoğu inkar ettiğiniz şeylerdedir.
Mümin, kardeşlerine karşı ululanmaya, ona güler yüz göstermemeye başladı mı, ondan ayrıldı demektir.
Hiçbir işte gereğinden fazla acele etme; dikkatli olanlar kendilerini zor duruma düşmekten korurlar.
Güzellik giyinenlerin süslüğü ile oluşmaz; bilgi ve terbiye ile güzel olunur.
Sakladığın bir sır senin esirindir. Açığa vurursan sen onun esiri olursun.
Kadrini bilen, haddini aşmayan, diline sahip olan, ömrünü boşa sarfetmeyen kimseye Allah Rahmet eylesin.
Akıl kalptedir, merhamet karaciğerdedir, esirgeyiş (şefkat) dalâktadır, nefes de akciğerdedir.
Sen kendini küçücük et-kemik sanırsın. Oysa sende alem-i ekber gizlidir.
Bir gerçeği savunurken, önce kendimiz inanmalıyız, sonra da başkalarını inandırmaya çalışmalıyız..
Çocuklarınızı, kendi bulunduğunuz zamandan başka zaman için hazırlayınız, onları yaşayacakları zamana göre bilgilendiriniz.
İnsanlar, dünyalarını düzene sokmak için dinlerine ait bir şeyi terk ettiler mi, Allah onları ondan daha zararlı bir şeye uğratır.
Fazilete yükselmek güç, rezalete alçalmak kolaydır.
Eğrinin gölgesi de eğridir.
İnsanların solukları, ecellerine doğru attıkları adımlarıdır.
Yuvasını seven bir kadın için tahammül edilmeyecek güçlük, katlanılmayacak fedakarlık yoktur.