Namaz kılmaktan ayakları şişen bir peygamberin, uyumaktan gözleri şişen ümmetiyiz. Hepsi bu kadar!
Başını o’nun omzuna dayayıp lütfen beni terk etme diye yalvaracağına, Alnını secdeye koyup kalbime göre ver Allah’ım de!
Her türlü zorluğu aşar kendine şaşırırsın da, gün gelir tek bir “söz” ağır gelir, taşıyamaz, dağılırsın.
İsviçreli bilim adamları; Otobüste uyuya kalarak ineceği durağa gelmeden 1 durak önce uyanan Türk milletini inceleyin.
99 tane ismi varken neden hala Tanrı? (Tanrı sizi, Allah bizi korusun.)
Yokluğunun iki yakasını bir araya getirip; Varlığını ilikler misin ömrüme…
Sözüm yok gidenlere, tüm küfürlerim geri dönmek isteyenlere!
Senin marka takıldığın yerde “etiketi” ben basarım.
Ne Orhan ne Ferdi anlamaz ki derdimi… Çal Müslüm Baba nereden sevdim o zalimi…
Beni bende arama çünkü ben sen olmuşum!
Babama değerimi sordum “dünyalar kadar” dedi, dünyanın değerini sordum “beş para etmnez” dedi..
Melek gelir hava atar. Felek gelir şaka yapar. Ben zaten hayata küsmüşüm Azrail gelse ne yazar.
Sana vereceğim tek akıl; aklın varsa tek takıl…
Büfelerden aldığımız siyah poşetin içindeki mutluluklar bize yeter be gülüm…
Gitsen de artık beni bağlamaz! Hani bir laf vardır ya; Kendi düşen AĞLAMAZ!
Bir gün bana soracaksın; Ben mi? Hayat mı? diye. Hiç düşünmeden Hayat diyeceğim. Küsüp gideceksin ama bilmeyeceksin ki benim hayatım sensin.