Asıl mesele hayvan gibi yiyip gram kilo almamak, ders çalışmayıp sınavı geçmek.
Bugün bir kız bana saati sordu. Eğer beni böyle ucuz numaralarla tavlayabileceğini sandıysa, bravo doğru tahmin etmiş.
Daha fazla; uykuya, müziğe, kitaba, giysiye, paraya, sevgiye, güneşe, denize, çikolataya, sarılmaya ve kahveye ihtiyacımız var.
Erkeğin yalan söyleyeni değil de, yalan söylerken yakalananı çok fena. Hem yalancı, hem beceriksiz. Duble gerizekalı.
Farkında mısınız? Erik ağacına dalmayan, eline misket almamış, taso oynamamış ve mahalle macında kavga etmeyen saçma bir nesil yetişiyor.
Gece korktuğumuz da yorganı kafamıza kadar niye çekiyoruz? Hırsız ya da katil gelse “Üzerinde yorgan var lan kıyamam, öldüremem” mi diyecek?
Sana küfürlü konuşuyorsam değerimi bil, sana hiç olmadığım kadar samimiyim çünkü.
Biliyorum siz de babanız blgisayara yaklaşınca masaüstünü açıp anlamsız anlamsız bakıyorsunuz. Gelin şöyle, sarılalım dostlarım.
Hava öyle güzel ki bilgisayar başında kendimi suçlu gibi hissediyorum.
İlkokulda nöbetçi öğrenci diye bir şey vardı. Bunlar işlerini çok ciddiye alırlardı, Sanırsın Topkapı Sarayını koruyor.
Sen hiç yatağında sırt üstü yatık halde telefonunla uğraşırken telefonu elinden kaydırıp suratına çat diye düşürdün mü?
Eşli okey oynuyoruz, kıza tek taş diyorum. Düz bi alyans’a bile razıyım diyor. Ya arkadaş sizin kafa başka birşeye çalışmaz mı?
Kahrolsun psikolojisi düzgün insanlar. Yaşasın tam bağımsız ruh hastaları.
Biz küçükken internet yoktu. Sabah erkenden kalkıp çizgi film izlerdik. Tam bi mallık. Keşke internet olsaymış.
Hababam Sınıfı müziğinin hızlı hızlı çalınca çok eğlenceli, yavaş yavaş çalınca çok hüzünlü olmasının sırrını hayatım boyunca çözemeyeceğim, çözemeyeceksin, çözemeyecekler.
İnsanlar ikiye ayrılır, şampuanı direk kafasına dökenler ve şampuanı ilk önce eline dökenler.
Kız olmuş 25 kilo hala “ooff acil kilo vermem lazımm” diyor. Firavun mu olacaksın be bacım. Zaten fosilleşmişsin, git göm kendini.
E-okul fotoğrafını göster; seviyorum diyorsa senindir, sevmiyorum diyorsa da haklıdır. Şimdi yalana gerek yok.
Benden küçük birinin derslerine yardım ederken soruları şakır şakır çözdüğümde kendimi dahi zannettiğim doğrudur.
1 işçi bir binayı 38500 saniyede yapıyorsa, 38500 işçi 1 binayı 1 saniyede nah yapar. Nerde kaldı orantı? Matematik bitmiştir benim için.
Paylaşımları arkadaşlarına tavsiye etmeyenler, inşallah perdeyi taktıktan sonra yanlış kornişe taktığınızı farkedersiniz.
Bir kadın ona ettiğiniz bir sözü yıllarca saklayıp gerektiği yerde müsait yerinize sokabilir.
Otobüste falan kulaklığın tekini isteyen arkadaş modeli var ya. Al al ayakkabının tekini de al. Ceketin bi kolunu da sen giy. Çekinme.
Ben o karneyi almak istemiyorum, okula hediyem olsun. Hatta bana karne basmasınlar ağaçlar kesilmesin benim için, tohumlar fidana fidanlar ağaca anlayabiliyor musunuz?
Facebook’tan “Durumumu beğenir misin?” diye mesaj atanların profiline girip, o durumun altına “Bunu mu beğeneyim?” yazasım geliyor.
Islak mendil ile önce yüzünü, sonra elini, sonra masayı ve en sonda ayakkabılarını silen tek milletiz.
Dilenciden para çalayım dedim, tekerlekli sandalyedeki adamı ayaklandırdım çok mübarek bir insanım.
Sigarayı bırakmanın etkili yolları diye liste yapmışlar, 73 madde okurken üç kere sigara molası verdim. Oku oku bitmiyor.
13 yaşındaki kız “Yeterince olgunlaştım, artık değişim zamanı” yazmış. Sanırım ayakları büyüdü, 1 numara büyük ayakkabı alacak.
Amerikalı çocuklar istediği şey olmayınca evden kaçıyor, ben çocukken istediğim şey olmayınca halının üstüne yatar saatlerce ağlardım.
Sınav esnasında yanınızda ki arkadaş kağıdı ful doldurmuşsa ve siz ona “az yardım et” derseniz o size şunu der; Sallıyorum olum.
İnsanın zor günlerinde yanında dostlarının olması ne güzel. Teşekkürler terlik, çay, kahve, müzikler, yemekler, bilgisayar ve aynam.
Dışarı çıkmak istemiyorum ama evde de sıkılıyorum. İnsanları sevmiyorum ama yalnız kalınca da bunalıyorum. Nasıl bir insanım ben de bilmiyorum.
Bir yeni mesaj: telefona koş, koltuğa atla, maraton bitirir gibi, okyanus geçer gibi aceleyle aç ve yazılan tek şeyin “tmm” olduğunu gör.
Laptopumu koluma takarım, salonda üç beş tur atarım, olmadı bide televizyon yaparım, gördüğünüz gibi çok yalnızım.
Okulun son haftasında okula giden insan; ya arkadaşlarıyla anlaşmıştır, ya okulda sevdiği biri vardır ya da mallığına gidiyordur.
Dış görünüşe önem verme.. Bak elektirik süpürgesine , içindeki tüm pisliğe rağmen çekici..
Sen hiç alışveriş yaparken hastalanan kadın gördün mü? Göremezsin. Çünkü, eve gelir evde hastalanır… Alışverişini yarım bırakmaz.
Okul nasıl? Dersler, karne nasıl? diye sıralayan büyüklerimize; Kalbin nasıl? Şeker, tansiyon ne durumda? Ya kolestrol?
Kızın faulleri çenesine gelmiş, “bütün erkekler aynısınız” yazıyor. Sende aynısın, bizden farkın yok…
Telefon elinden hiç düşmüyor diyenlere kıl oluyorum. Neden düşsün, para verdim yere düşse kırılacak. Bütün manyaklar da beni buluyor.
Şeytanlı filmlerden anladığım kadarıyla, eve şeytan girmesi için evin dubleks olması gerekiyor. İçim rahat, çayımı yudumluyorum.
Kezban kelimesi de amacını aştı. Artık maddi durumu iyi olmayan kızlara, kilolu kızlara, sessiz ya da size yüz vermeyenlere kezban diyorsunuz. Yapmayın.
Millet köpeğini bile psikoloğa götürüyor, ailem beni bir kere bile götürmedi. Sonra buzdolabına uçan tekme atınca ben suçlu oluyorum.
“Yengeniz izin vermiyor beyler, kusura bakmayın” diyen bir erkek düşünün. Düşündünüz mü? Oha, hayal gücüne bak lan.
Anne ben niye kimseyi sevemiyorum, bu şanssızlık genetikmi? Dedim, “O senin bireysel mallığın bizi karıştırma” dedi, hemen sustum.
Babaanne, sen evlenirken dedemden elektrik aldın mı? Babannem; Yok yavrum bizim zamanımızda gaz lambası vardı..
Elalemin “çocukları 1.nci oluyor” diyen anneme, Bak “analar neler doğuruyor, sende iş yok dedim” ardindan terlik..
Cennet annelerin ayakları altındadır..! Demek ki annem “Seni ayağımın altına alırım!” derken hep iyiliğimi düşünüyormuş.
12 yaşındaki yeğenim face durumuna “hala bıraktığın yerdeyim” yazmış. Hemen ablamı aradım, “nerede bıraktın bu çocuğu?” diye kızdım.
Sevgilim olduğunda, birden bire artan kısmetler için çok acayip küfürlerim var. Yalnızlıktan ölürken neredeydiniz? Laann!
Dışarı zili çalınca koşa koşa çıkan! İçeri zili çalınca duymamazlıktan gelen öğrencileriz biz!
Baba, dünyanın en iyi çocuğuna sahip olmak nasıl bir duygu? +Ben nerden bileyim, git babaannene sor..
Justin Bieber sevgilisi için Disneyland’i kapatmış, gece kulübü kapatamaz tabi yaşı tutmuyo ergenin.
Bugün saçını ütüleyen kız yarın çamaşır makinasında yıkanır.
Elin oğlu uzayda yaşamı araştırıyor bizimkiler sigaranın külünü hiç dökmeden sonuna kadar içebilmenin peşinde.
Otobüste arkaya doğru yürüyelim diyen adama “yürümek isteseydik otobüse binmezdik” diyen genci tebrik ediyorum.
Bazı insanları ALLAH’a havale etmek yerine; Ağzını burnunu dağıtıp “HAVALE” geçirmesini istiyorum!
Sevgilisine taksitle hediye alıp taksiti bitmeden ayrılan adamın dramını film yapsam milyonları ağlatırım gibime geliyor.
Fırıncı sıcak diye ekmeği eliyle zıplata zıplata getirince utanmıyor musun “milletin ekmeğiyle oynamaya” diyip kaçtım.
Alo oğlum nerdesin? +Otobüsteyim anne geliyorum. -Çıktın mı okuldan? +Yok anne otobüsü okula soktum içinde bekliyorum.
Bazen evi arabayı satıp şöyle bi deniz kenarına yerleşeyim diyorum, tabi bunun için önce ev ve araba almam gerek.
Anneme bugün işe gitmicem dedim, ütü yaptık, bulaşık yıkadık şimdide Dest-i İzdivaç izleyip fasulye kırıyoruz, Not: Pişmanım!
Kız arkadaşımı o kadar seviyorum ki eskimesin diye başkalarının kız arkadaşlarını kullanıyorum..
Eğer bir kızın profil fotoğrafları belden yukarı ise kısa boylu, omuzdan yukarı ise şişman, sadece gözleri görünüyorsa kaçın!
Arabayla yolda giderken eski sevgilimi gördüm yine yol verdim. Mutluyum..
Hap yazma yutamam, şuruptan miğdem bulanır, iğneden de korkarım.. diyen ergene “Muska mı yazayım?” diyen doktora saygılar.
Türk kızına “beyin nedir?” diye sormuşlar, o da “beyim evimin direğidir” demiş.
Sevgilin mesaja 10 veya 15 dakika sonra cevap veriyorsa ve sen bekleyen taraf isen küfür etmeye hakkın vardır.
Fareye deney yapmışlar; Viski, votka vermişler hepsinde oynamış zıplamış. Rakı vermişler elini masaya vurmuş “o kedi buraya gelecek” demiş.
Otobüste ayağa kalktığımda yanımdakinin “inecek misiniz?” sorusuna “yoo donumu düzelticem” deyip tekrar oturmak istiyorum.
Hani dilimizin ucuna gelipte söyleyemediklerimiz var ya; Allah o cümlelerin yolunu açık etsin!
Flört ettiğim kız “ilişkimizin adını koyalım mı artık!?” deyince “Ethem olsun bari” dedim; “dedemin adı”.. kızıp gitti. bence güzeldi oysa..
Derste “Hep aynı parmakları görüyorum” diyen hocama; Değişik olsun diye, orta parmağımı kaldırdım. Dersten attı, mağdurum!
Kızlar kendisiyle ilgilenmeyen erkeklerden hoşlanıyor diye, 3 yıldır hoşlandığım kıza merhaba bile demiyorum. Umarım mesajı almıştır.
Ağladığımı gördüğü halde bana gelipde; Ağlıyor musun? diye soran mala; Yok, ben gözümden işiyom diyesim var.
Bankamatikten para çekince sayan vatandaş; para eksik çıksa ne yapacaksın çok merak ediyorum.
Sivrisinekleri anlamıyorum. Direk gel, sok ve git. Kulağıma gelip de “Nasıl soktum ama, hahah” şeklinde vızıldamana ne gerek var?
Kasımda aşk başka değildir. Kasımda aşk yoktur. Okul vardır, sınavlar vardır, stres vardır, soğuk vardır.
Erkek milletine susuzluktan öldüm bir bardak su ver desen kalkmaz, halısaha maçı var de kıta değiştirir.
Beni çekemeyenlere tavsiyelerim; Halay, mekik, fön, yada kafa çeksinler! Baktılar olmuyor; Sabır çeksinler!
Eski zamanlarda trip yapan kız da hiç çekilmezmiş ha. Sen günlerce mektup bekle, cevap “peki.” olsun. İnsan katil olur valla.
Annemin damatları için yorumu: “Bütün öküzler de bizi buluyor” nasıl ot yetiştirdiysem artık!
Tv’de heyecanlı bişey olduğu zaman “nefesler tutuldu” deniyor. Kim bu nefesinı tutan beyinsiz anlamıyorum.
Bir kadının fotoğrafını çektiğin an ile “dur bir bakayım nasıl çıkmışım” demesi arasında geçen süreye ışık hızı denir.
Merdivenlerden düştüğümü gören ve buna rağmen “düştün mü?” diye soran mal. Yok, düşmedim. Benim iniş tarzım böyle..
Her türlü teknolojik ürünün çakmasını yapana “ÇİN”, her türlü yiyeceğin çakmasını yapana “BİM” denir.
Ne çok gezen bilir, ne çok okuyan.. Her şeyi “Anneler” bilir ne gezer nede okur.. İtirazı olan!?
Kıza; “Seninle ciddi düşünüyorum.” dedim, “İspatla” dedi. Takım elbise giyip oturdum karşısına, ülke sorunlarını konuşuyoruz.
Baba ben arkadaşıma ders çalışmaya gidiyorum. +Kızım yıllar önce annende bana ders çalışmaya gelmişti otur oturduğun yerde!
Otuz yaşındaki heriflerin lise üniforması giyip kolej öğrencisi rolü oynadığı dizilere lütfen artık bir son gelsin.
Kadın kamyon şöförü duvar yazısı: “Torpidomda aseton yoksa da güzelim, ben ojemi mazotla da silerim” Cuts!
Fön çektirdikten hemen sonra yağmura yakalanan kadın kadar tehlikeli çok az şey var bu dünyada. Yanaşmayın derim.
Millet ruh ikizini buluyo, ben 15 dakikadır çorabımın diğer tekini bulamadım. Nerde yanlış yapıyorum acaba.
Adamın tişörtünde; kan, çikolata, at lekesi var sen çıkmış “hımm zorlu bi leke” diyosun. bi sor adamın başına ne gelmiş de böyle olmuş.
Benim anlamadığım kartal kalkınca dal nasıl sarkıyo, normalde kartal üzerindeyken dalın sarkması gerekmez mi. Bunlar hep Amerikanın oyunları..
Çocuğumun odasına girip kapısını kapatmadan çıkacağım günleri iple çekiyorum. Bu kadar çok yapıldığına göre acayip keyifli bir şey olmalı.
Düşüncesiz komşumun gece 3’de zilimi çalmasına ne diyosunuz. Neyse ki gitar çaldığım için uyanıktım da kapıya bakabildim.
Evde ki görevim, 15 dakika da bir mutfağa gidip ortalığı karıştırıp yiyecek bir şey bulamayıp tekrar yerime oturmak.
Film izliyosunuzdur, ağlamaklı bir yer gelir, gözlerin dolar ve arkadaşın “ağlıyon mu la..”
Güneş gözlükleri saçımızı güneşten korumak için icat edilmediyse ben de bi şey bilmiyorum.
Sigaramın dumanına sarsam saklasam seni. Leş gibi sigara koksan, kimse yanına yaklaşamasa yarim.
Misafirlikte uyuyakalıp, kucakta eve taşındığımız günler ne güzeldi.
Telefonuma bir mesaj geldi “Seni çok seviyorum ne olur geri dön” diye. Geriye döndüm baktım kimse yok. Gene biri işletti galiba beni olm ya.
Sevgili istiyorum ama aynı zamanda da istemiyorum kafam rahat.. Sıkılıyorum ama sıkılmayı seviyorum, Yalnızlıktan şikayet ediyorum ama yalnız olmak hoşuma gidiyor. Ne acayip bir insanım lan..
Kadınların kuaförde saç yıkatma olayı çok güzel. Arkaya yaslanıp keyfini çıkarıyoyolar. Berber bizim kafamızı lavaboya sokuyor nefes alamıyoruz.
Akıllı telefon kullanmaktan hepimiz aptal olduk. Ne adres tutuyoruz aklımızda ne de telefon numarası. Şarjımız bitince biz de bitiyoruz.
Bir kadın size “Ne istiyorsan onu yap.” diyorsa her şeyi yapın ama o istediğiniz şeyi yapmayın.
Çöp bidonuna çöp dökerken veya yanından geçerken, içinden çıkan kedi yine yürekleri hoplattı..
Müzik, kulaklıkla dinlendikçe güzel. Böyle insanları duymuyorsun; hiçbir şey umrunda olmuyor. Kendini şarkıya veriyorsun. Çok güzel bi’şey..
Hani bütün gün hocayı kimse görmemiştir, ders boş diye sevinirsin ve o anda hoca sınıfa girer ya. Daha fazla devam edemicem.
Mutlu olmak için 1 milyon neden söylüyorlar. Ben size tek neden söyleyim; “Sabahları alarm çalmasın yeter”
Hani siz öğrenciye bekara ev vermiyorsunuz ya bizde size otobüste nah yer veririz size.
Kadınlar 3 şeyden nefret eder: Spor yapan 36 beden kadından. Diyetisyene giden 36 beden kadından. “Yanlarım mı çıktı ne” diyen 36 beden kadından.
Naber liseliler, Hala kendi aranızda yüzük takmaya devam mı ? ahahaha..
Bir kızla alışverişe çıkıyorsan “Hadi hadi” demeyeceksin. O alışveriş yaparken poşetleri tutup bekleyeceksin o kadar. Tamam mı?
Millet sevgilisiyle gezsin tozsun, ben hala çaydanlıktaki tipime bakıp bakıp güleyim.
Otobüste camı açamayan kıza “bırak ben hallederim” deyip camı açamadığımdan beri böyle anormalim.
Köpekler gibi kıskanıp, kıskandığımızı belli etmemeye çalıştığımız oyunculukla Oscar’ı çok rahat alırız…
Öldükten sonra hayalet olup eski sevgilime musallat olmak istiyorum. Evet istiyorum. Kafayı yesin!
Bazı şeyler çabuk biter. Sigara, çay, uyku, sevdiğin şarkı, hep çabuk biter. Hızlı yaşarsan ömür, çok seversen aşk çabuk biter.
O kadar yalnızım ki; 112 yi arayıp, gel vefasız, gel insafsız, çağırmazdım acil olmasa, diyesim var.
Misafir için hazırlık yapan annenin evde yarattığı gerilimden elektrik elde etsek, bütün ülkeye yeter, hatta ihraç bile ederiz.
Geçen bi trip atayım dedim, ne olduğunu anlamadan kız bana trip attı. Bu konuda çok profesyoneller beyler yapacak bir şey yok.
Ben dalgıç olsam 20 metreye tüpsüz dalarken aklıma komik bi şey gelir gülerken boğulurum kesin. Sanırım bu yüzden dalgıç değilim.
Telefonu ilk aldığı gün 16 saat kurcalamadan şarj eden birini bulursanız evlenin, kurallara uyar o, aldatma dersen aldatmaz mesela.
Çekik gözlülerin hangisinin japon olduğunu anlamak istiyorsanız elinden tutun.. Yapışıyorsa japondur..
Markette poşet açarken insanların bana “hehehe mala bak bi poşeti açamadı” der gibi baktıklarını hissediyorum, elim ayağıma dolanıyor.
Ne evlilik teklifi, ne tektaş pırlanta, ne de kaşıkçı elması. Her kadını mutlu etmenin tek bir yolu vardır; Zayıfladın mı sen?
Karısına aldığı çiçeği, komşular görmesin diye, poşete koyan canlıya TÜRK ERKEĞİ denir..
Bir kadın modası geçti diye çok sevdiği çanta ve ayakkabılarını bile bir kenara atıyorken, sen kendine fazla şans tanıyorsun adamım..
Market poşetlerini incecik yapıyorsunuz, çöpün suyu yere damlıyor, yapmayın.
Şu an hangi mevsimdeyiz hiç bilmiyorum. Yaz’da olabilir Kış’da, İlkbahar’da, Sonbahar’da.. Havanın kafası çok karışık.
Annem arkadaşlarımın yanındaki hareketlerimi, konuşmalarımı görse beni evlatlıktan reddedebilir.
Süt uykumuzu getiriyor, Kahve de uykumuzu kaçırıyor. Nescafe 3’ü 1 arada içersek, Uyur gibi falan mı yapacağız ne la bu?
Beynimin sayısal için çalışan kısmında ya tümör var, ya oksijen gitmiyor yada öyle bir kısım yok.
O telefon kapalıysa ölmüş olabilir, ağır yaralı olabilir, ülkeyi terk etmiş, kaçmış olabilir o ama katiyen şarjı bitmiş olamaz. (Her Anne)
Komşumun sevgilisi var ve ben bu duruma her seferinde gülüyorum, ee ne demişler “gülme komşuna gelir başına”, kahretsin yine çok zekiyim.
Ve en önemlisi kız dediğin tatlı olcak, sempatik olcak. Güzellik değil tatlılık önemli abi bence.
Annemin hayır dediği birşeye babam; izin verince anneme attığım bakışın tarifi yok.
Babam bana sinirlenip ‘cezalısın odana çık’ dedi. Bizim ev tek katlı, üzülmesin diye çatıya çıktım, kiremitten yazıyorum.
Dünyanın en güzel frikiği; bir kadının gülerken saklayamadığı gamzesidir.
Erkeklerin en sık yaşadığı hayal kırıklığı, bir kadının da bir beyne sahip olduğunu fark etmeleridir.
Odayı dağıtmak 1 dakika. Toplamak ise; henüz öyle bir şey yapmadım yaparsam süre tutarım söz.
Komşularım dinlediğim müzikleri o kadar seviyorlar ki her seferinde duvara vurarak ritm tutuyorlar.
Bir yerde denk geldiği kişi doktorsa: “Şuram biraz ağrıyo bi baksana”, öğretmense “Bizim kızın matematiği zayıf ya” diyen kişiye Türk denir.
Uyurgezer olmak ne güzel bişeydir kim bilir. Hem uyuyosun hem geziyosun. Ben uyurken çok sıkılıyorum mesela.
Sürekli “şampiyon belli ikinci kim?” diye gezen adamlardaki o teşekkür almış ilkokullu özgüveni bende olsa dünyayı geç, uzaya hükmederdim.
Eskiden memuriyeti kurtuluş olarak gören “Devlete sırtını dayadın mı tamam.” vardı, şimdi “Dikkat et de devlet sana dayamasın.” var.
Kavanoz kapağını açamayan kadının kocasından yardım istemesiyle sonuca ulaşmasına “BEYin gücü” denir.
Sabah erken binbir emekle yaptğı makyajı, akşam hiç düşünmeden silen bir kadın, sizlerimi silemiyecek?
Ben de sevgilimi uyurken izlemek isterdim ama uyurken bir şey göremiyorum. Siz nasıl yapıyorsunuz?
Ev hediyesi olarak getirilen Borcam’ı “biz de başkasına götürürüz” deyip açmayan kişiye “Türk” denir.
Şapşal diye yazılır; aşkım, bitanem, sevgilim, hayatımın anlamı diye okunur. Sana şapşal dediysem otur bi düşün bence.
Böcek görünce çığlık atıp ortalığı koparan mal; Sen ölünce haşeratın sülalesi totonda halay çekecek haberin yok.
Tamam bazıları horluyor ama bazıları var ki horlama değil, ulusa sesleniş.
Bu devirde, ilk bakışta aşık oldun oldun adamım, Yoksa ikinci bakışta kimin ne mal olduğunu anlarsın.
Gece yenen yemekler çok kilo yapıyor. Tamam da bu yiyecekler gece olduğunu nerden anlıyor? Hayret verici.
Bir erkeğin yanaktan öpeyim deyip sevgilisini dudaktan öpüp tokat yemesine “kasti faul” denir.
Hobilerim arasında “Buzdolabının kapısını açıp kapatmak” var. Bir şey bulamayacağımı biliyorum ama yine de kendime engel olamıyorum.
Yeni ayrılıp facebooka ‘ortam süper, çok mutluyum’ yazan genç evde eski resimlerle salya sümük ağlarken burnundan baloncuk çıkarken yakalandı.
Kahretsin ya! O kadar zenginizki evdeki ütünün bile masası var gerisini siz düşünün artık.
Teşekkür kelimesi “tşk” diye kısaltılınca bir tek benim aklıma mı başka bir kelime geliyor yoksa bilinçaltım benimle teşekkür mü geçiyor?
Sabah kalkıp saate baktığında daha alarmın çalmasına 2 saat olduğunu gören genç, mutluluktan bir daha uyuyamadı..
Telefon şarjının %1 olduğunu görmek kadar can yakan bişey yok galiba.
Boşandıktan sonra saçlarını kısacık kestirip kızıla boyatıp sonrada aşk romanı yazmaya merak salan ablalar baz istasyonu gibi. Her mahallede 2-3 tane var.
Bi bağlantıyı paylaşıp üstüne onu beğenip üstüne bi de “süpermiş yaa” diye yorum yazan insan. Bu kadarı yetmez. Sevişmen lazım o bağlantıyla..
Gençler birbirini facebook’tan görmüş beğenmiş, msn’den titretmiş, twitter’dan follow etmiş, e biz büyüklere de retweet etmek düşer.
Düşünsenize; Rihanna Türk olsa çingene derdik.
Boşta terazi gördüğünde elini ya da elindeki her hangi bir şeyi lüzumsuzca tartmayan, bizden değildir.
Sen şimdi giydiğin minicik eteğin ve derin dekolteli gömleğinle bizi kendine laf atmaya mecbur ediyosun. Etme!
Kız meslek lisesinde bile eteğini kısaltıp, süslenen kızlar var. Kime süsleniyosunuz hademeyemi?
Milletin aldığı iPad’in iPhone’un taksitleri bitmeden yeni model çıkartarak gerçek bir iPne oluyorsun Steve’cim. Bunlara dikkat edelim.
Eskiden kola içerken te burnumuzun içi yanardı lan. Niye olmuyor ki artık o? Faresinimi azalttılar nedir.
Ayna benim en iyi dostumdur. Ben ağlarken o asla gülmez, zaten gülerse altıma sıçarım.
Bu sözleri okuyup, gülüp, ama yorum atmayanlar; İnşallah çay tabağına dökülen çayı tekrar bardağa boşaltıp öyle içen biriyle evlenirsiniz.
Dersten tam çıkmak üzereyken hocaya soru sorup milleti esir eden insana “hay senin dee soracağın sorunun daa ta …!!” diyemedim ya la..
Yaz ayları, imamların gözle imtihanında bütünlemeye kalma ihtimali yüksek olan aylardır.
Az daha zorlasam rüyamda 2 sezon dizi çekeceğim ama adam gelmiş ‘en uzun rüya 7 saniyedir’ diyor. Vay ben nerelere gidem.
5 yıl sonra evleneceğim hatun, şuanda zengin, mavi gözlü, kaslı biriyle evleneceğini düşünüyodur kıyamam lan ben sana.
En cool kızların bile bundan 10-15 sene sonra “odanı topla”, “tabağındakini bitir” diye bas bas bağırıyor olacak. Bir de böyle düşün çok vahim.
Yatakta karısıyla bastığı adama; “ırz düşmanı mısın lan sen şerefsiz” diye bağıran kocaya pişkin cevap; “hayır ben hiç kimseye düşman değilim”
Annem “Yerdeki saçları toplasan Lady Gaga’ya saçtan elbise yapılır” dedi, hala şoktayım.
Sırf moda oldu diye bakkala bile taytla inip vileda sopası gibi bacakları sergileyerek insanları hayattan soğutan kızlar, sizin derdiniz ne?
Bilmediğim bir kuaförde saç kestireceğim an yaşadığım korku, kurbanlık dananın kesileceğini anladığı an yaşadığı ile aynı..
Düğünde ilk dansı yapan gelin ve damat ne konuşur hep merak etmişimdir, birgün evlenirsem söz size de anlatacağım.
Sürekli kendinden bahseden insan, sen kendinden bahsetme. Zaten, sen gittikten sonra biz senden bahsedip kulaklarını çınlatacağız.
Tişörtü ters giyince kafayı çıkarmadan sadece kolları çıkartıp düzeltenlerden zarar gelmez sevin onları.
Mesela “iyi günler” dediğim birisi akşam olunca yanıma gelip, “allah razı olsun senden, günüm güzel geçti” dese. Beni sevindirse.
Yerlere çöp atmayın yazısını okuduktan sonra çöplerini havaya atmaya başlayan arkadaşı kutluyorum.
Akıllı olup dünyanın kahrını çekeceğine deli ol dünya senin kahrını çeksin.
Beyinsiz insan kaç yıl yaşar Aşkım? -Bilmem ki kaç yaşındasın? Hayvan!
İzdivaç programları çok ilginç. 60 yaşında teyze “elektrik alamadım ben” diyebiliyor.bence sen nefes aldığına dua et.
Doktor neyin var çocuğum diye sorduğun da; Söyleme yavrum bırak kendi bulsun, işi ne doktor değil mi? diyen teyze canımsın.
Sen giderken ben dönüyordum! Diyen “Şahsiyet” doğru dürüst ilerleseydin de dönmek zorunda kalmasaydın! Bak ben hala gidiyorum!
Kopya düzenine göre oturan öğrencilerin; yerlerinin değiştirilmesi sonrası bakışması, en hüzünlü ayrılık sahnesinde bile yok.
Erkek ulaşamadığı kadına “telefonu duymadı galiba” der, Kadın ulaşamadığı erkeğe, “aradığımı görüyorda açmıyor” pislik der.
Hayatta iki şeye dikkat edin. Bir, Yolda yürürken kavşaklara.. Bir de yüzünüze gülen yavşaklara..
Türkiye’nin genetik bilimi; babayı kızdıran çocuk “anne”ye, anneyi kızdıran çocuk “baba”ya çekmiştir.
Şu arabesk rap yapanlar sevdiklerine kavuşsalar da bizde huzura kavuşsak.
Facede o kadar çok özlü söz okudumki, babam “üşüdüm” dese, kalın giyin demem, “üşümek güzeldir eğer seni ısıtacak biri varsa” derim.
Ben hiç anlamıyorum ya madem ki okumanın yaşı yok bırakın gençliğimizi yaşayalım, ilerde okuruz.
Yanıma; Keyfimin kahyasını, paşa gönlümü ve tepemin tasını alarak, burnumun dikine gitmeye bayılıyorum!
Eğer bi gün hoca “ödevlerini neden yapmadın?” diye sorarsa “beni yapmadığım birşey için suçlayamazsınız.” diyeceğim.
Büyük aşklar kavgayla başlar dediler kahveden adam topladım kızı dövmeye gidiyoruz.
Uçmasını bilirsen olursun pilot, istemesini bilirsen iner sana her külot.
Annemle babamı kıskanıyorum onlar gibi çocuğum olmayacak.
Bir kadının yüzü gülüyorsa bilinki bir adamın cüzdanı ağlıyordur.
Madem her gelen hayatıma ediyor, bende işi ticarete döküyorum! Büyük: 1 TL, Küçük 50 KRS olsun. Arttıran?
Geçen markete girdim; Bana bi çakmak lazım dedim. Marketçi arkaya geç, geliyorum. dedi. Neye uğradığımı şaşırdım.. Hala şoktayım..
“MAL” beyanında bulunmak istiyorum. Kolundan tuttuğum gibi vergi dairesine götürmek istediğim “İNSANLAR” var!
Babamın karşı komşusu hakkındaki yorumu: “Bu adam da çok kılıbık. Ben ne zaman balkonu yıkasam, o da çamaşır asıyor!
AMK Gazetesinin SonuçLarı: ‘Ver AMK’ diyen gençle ‘AL AMK’ diyen gazeteci arasında çıkan kavgada..
PoLis: ‘Hay AMK’ deyince, halkın tepkisi..
‘Vay AMK’ oldu..
Vasiyetimdir; Ölünce mezar taşıma fosfordan hayalet casper resmi yapılsın gece görenlerin aklını almak istiyorum.
Yabancı diliniz var mı? Bi tane dilim var onuda doğduğumdan beri tanıyorum yabancı değil.
Misafir geldiğinde, gidene kadar odandan çıkmak istemediğin için odada yemeksiz susuz verdiğin o mücadele survivordan beter.
Bir kızın en tatlı anı; ağzında tokası varken saçlarını toparlamaya çalıştığı andır.
Türkiye’de son 3 ayda 40 milyar sms atılmış. Nereye gidiyor lan bu smsler? bana 4 tane bile gelmedi. Yazıklar olsun size!
Bankaya gidip sizi Allah’a havale ediyorum diye sitem ettim, 5 tl havale ücreti istediler.
Sütten ağzı yanan, sütün soğumasını bekler. Olayı büyütmeye gerek yok, yoğurtla da hiçbir alakası yok.
Ben kek yaparken sevgilim arkamdan gelip un savaşı yaparsa ıslak odunla döverim. Nimetle şakamı olur lan.
Sevgilimle everest dağının tepesine çıktık. Hazır çıkmışken terk ettim. Sonuçta herşeyi ‘zirve’de bırakmak lazım. Müthiş bi insanım.
Acun zekatını bana verse de Boğaz’da ev sahibi olsam.
Kızlar gizemli erkeklerden hoşlanıyo diye mahallede kar maskesiyle geziyorum.
+Sinemaya gidelim mi?
-Film mi izlicez?
+Yo koltukları falan sayarız.
Apartmanda sensörlü lambayı yakıcaz diye bize Afrika’nın yerel dansını yaptıran teknolojinin Allah belasını versin.
Bu gün ergen Kuzenim netten “Abi nolcak bu memleketin hali” dedi. Ciddiye alıp 45 dk anlattım. sonunda “Ok, Fotomu beğensene” dedi. Kahroldum.
Arabada müziği diğer ülkelerden duyalacak şekilde açayım bi de kolumu camdan yola kadar sarkıtayım. Çünkü ben malım.
Beni hayattan soğutan insanlar var. Aslında iyi ki varlar lan bu sıcakta mis gibi oluyor yemin ediyorum böyle soğuk soğuk.
Sen de küçükken çekirdekleri ağzında biriktirip hepsini birden yediysen eğer, gel otur biraz da Jetgillerden konuşalım.
En çok da cipsimin içinden çıkan bedavayı almaya gittiğimde bakkal amcanın “sen bunu burdan mı aldın?” sorusu incitirti canımı.
Sevgilimle kim daha çok seviyor diye iddiaya girdik. Sen mi ben mi derken sinirlenip ayrıldı. Kazandığım için çok mutluyum.
Bi gün savaş çıkarsa counter oynayan liseliler sayesinde yenilmeyeceğimize inanıyorum.
Öğrencilerin %60 ı tatili seviyormuş bence geri kalan %40 soruyu anlamamış.
Erkeklerin aşkını ilan edişi: “Lan seviyoz işte daha napalım”
Megan Fox İstanbul’u kasaba sanıyordum demiş. E normal biz de seni araba sanmıştık canım benim.
+Mahkemde hakim, Temel’e sormuş: Kiminle evlisin?
-Bizum kariylan!
+Hakim sinirlenmiş: E, heralde, sen hiç erkekle evlenen duydun mu?
-Duydum tabi, nasıl duymam!
+Kimmiş?
-Bizum kari.
Sabah, 10 gün önce tanıştıgım kızı aradım evlenmek istiyorum dedim. Bunun için daha çok erken dedi, akşam bi daha arıycam.
Madonna, İstanbul boğazını yapay göl sanmış. Megan Fox’da İstanbul’u kasaba sanıyordu. Dünya çapında ünlü olmak için salak olmak şart galiba.
Bugün de bir Avukat gelip uzaktaki bir akrabamızdan yüklü miktarda miras kaldığını söylemedi.. Ne biçim sülale lan yazıklar olsun.
Askerlikten cok korkuyorsan 30.000 tl vermek yerine 10.000 tl ver cinsiyetini degiştir 20.000 tl cebinde kalsın.. Nasılsa her türlü adam değilsin.
Hoşlandığın kişi yanından geçer sen bakmazsın ama bütün arkadaşların kontrol eder acaba sana bakıyomu diye.
Orta okulda çıktığıyla evlenenler var. Ben orta okuldayken çıktığım tek şey tenefüstü.
Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır dediler, döndüm baktım kimse yok. Boşa heyecan yaptım.
Anneme “mutluluğu parayla alabilir miyim?” dedim. “Ne gerek var. Ben sana evde yaparım hem daha ucuza gelir.” dedi. Canım yaa.
Bazen ceplerimi kontrol edip telefonumu bulamayınca paniğe kapılıyorum, sonra telefonu diğer elimde görüyorum. Hayat çok garip.
Çirkin kızların mini etek giyerek hedef şaşırtma taktiği bana Messi’nin topu sol kanada çekip bir anda içeri hareketlenmesini hatırlatıyor.
Deliksiz uyku kadar pis bir şey yok. Sabah saate bakıp “daha çok erkenmiş ehe” diye mutlu olmadıktan sonra niye uyuyoruz ki?
Eğer bi gün intihar edecek olursam, misafir odasında duran vitrinin içindeki nikah şekerlerini yutarım.
Güzel, çirkin, şişman, zengin, fakir.. Dünyadaki tüm kadınların tek bir ortak derdi vardır. Giyecek hiçbir şeyimiz yok.
3. kişiler kadar gereksiz, arabozucu, fesat insan yok. Ama 4. kişi öyle mi, sohbete, çaya, okeye her ortama uyar, al götür evde besle..
“Abi baksana çok komik bi video” deyip 10 yıl önce izlediğiniz videoyu açan arkadaşlarınız yerinden alınır, dövülür, aynı gün teslim edilir.
Bütün üniversite hayatını kantinde geçirenlere normal diplomanın yanında “serbest meslek erbabı” belgesi de verilsin, gençler rahat etsin.
Kendimi iyi hissetmiyorum. Kötü de hissetmiyorum. Resmen kendimi hissetmiyorum şu an.
Geçen asansör açıldı, içindekiler sığmayız dediler, vatandaşın biri ‘olsun ayaktada giderim’ dedi, oturduk ağlıyoruz.
Sağa sola “ben anlatılmam yaşanırım yea” yazan gerzek, neden cv’nin sırf “hobilerim” kısmı bile 2 sayfa o zaman? oraya da öyle yazsana.
Adını da göklere yazdırdım, aşkı da arasına kondurdum, üstüne yıldız çaktırdım. Allah’ım neler yapıyorum ben böyle?
Bazı insanlar matematik gibi. “Gıcık, sıkıcı, zor” istesen çözersin ama uğraşmak istemessin.
Önceden defalarca okuduğu ilaç prospektüsünü her hastalandığında tekrardan okuyan ruh hastalarından biri de benim. Kızma, ateşten hep.
Annemle gittiğim komşu teyze: “kahveyi nasıl içersin” dedi “ağzımla” dedim annem evde görüşecez dedi. Korktum lan yardım edin.
Boş gözüken ve işaret edilen taksi önümüzden tam gaz geçtiğinde içindeki yolcuyla göz göze gelmek; utanç ve stresin mükemmel karışımı.
Minibüste yaşlı bir kadın yer istedi. Kendi ayakların üzerinde durmanın zamanı gelmedi mi teyze dedim. Küfür etti. Eski nesil çok saygısız.
“Kaç yaşında gösteriyorum?” diye soran kadın, kurulmuş saatli bombadır. Yanlış kabloyu keserseniz sağ çıkmanız mucize olur.
Avustralya’daki ünlü Bonde plajını çevreleyen duvarın bir yerinde, devasa harflerle, “Nuray ara beni kuşum” yazıyormuş.
Bugün doktora gidip “ilaç kullanayım mı?” dedim, “neyin var?” dedi.. Çıktım hemen.. Kaç sene okul okumuş her şeyi biz söyleyeceğiz.
Sevgili “msn” gibidir. İlk başta “uygun”, biraz üstüne düşünce “meşgul”, arayınca “dışarda” iş ciddiye binince “çevrim dışı”…
Mesaj atıp, 15 dakika sonra gelen cevap için “ben en son ne yazdım da bunu dedi” diye düşünüyorsan; sen eşittir ben demektir.
Kız arkadaşı eski fotoğraflarını gösterirken her tanımadığı erkek için “bu kim?” deyip eski sevgili radarına dönüşen adam, kahven hazır gel.
“Ayrılalım” dedi “Yakıyorum o zaman” dedim “Fotoğrafları mı” diye sordu “Yok kınayı” dedim. Gider ayak felç oldu.
Evde oturmaktan sıkılan genç öğretmen, “Atanamayanlar” isimli romanıyla edebiyat dünyasına merhaba dedi.
Trafikte ambulansın peşine takılan fırsatçı.. Refakatçi de kalıcak mısın hastanın yanında? Ambulansın önünde kalasıca..
Napıyonuz la aptal aşıklar? Hâlâ yastığa başınızı koyduğunuzda salak bir gülümsemeyle hayaller kuruyor musunuz? Ayrılacaksınız, yapmayın.
“Ayy valla yiyecek gibi bakıyorlar” deyip egosunu tatmin eden kızlar; lütfen herşeyi yanlış anlamayın bazı insanlar aburcubur sevmez.
Tüm fotoğrafları Photoshopta siyah beyaza çevrilmiş kemik gözlüklü Facebook melankolikleri, bu gece nasılsınız? Şarap? ah, alayım canım.
Uyuz bir itin sırtındaki pire kadar mutluyum ve başını çöpe soktuğu için kıçı açıkta kalan bir kedi kadar tetikteyim.
Babam patronu için “zam yapmazsa ceketimi alır giderim” dedi.. Tribini sevsinler ya. Sırf şekil.. Hayır işe ceketle gitmiyor bi kere.
Photoshopla güzelleşmiş kızın gerçek halini gören Türk erkeğinin cevabı her zaman aynıdır; ‘Dünya ahiret bacımsın’..
Adamın işi gücü yok kalkmış Farmvillede karpuzları toplamaya yardım et diye istek göndermiş. Irgat mıyım lan ben maraba mıyım?
Sırf otobüste yer verdiği için teşekkür eden bayanla ilgili ‘kesin benden hoşlandı lan’ diyen adam, hayal gücüyle atomu bile parçalar.
İlişkiden ilişkiye koşup ‘doğru insanı bulamıyom ya’ diyen insan, bulamazsın çünkü sadece operatörün değişiyor, numaran aynı, öküzlüğün aynı.
“At gibi kız lan” diyen erkeğe, “öküz gibi herif be” diyen kız pek de haksız sayılmaz hani.. Tebrikler bacım.
Ofsaytı bilen kızdan korkacaksın. Çünkü ofsaytı bilen kız telefonuna Ercan diye kaydettiğin Nursel’i de bilir, yemeğe çıktığın amca kızını da.
Minibüste “pardon, şu parayı şöföre uzatır mısın” diyen yaşlı teyzeye “niye sen şöförle küsmüsün” diyen amca, idolümsün.
Sürekli “erkekler kütüktür”, “gerizekalıdır erkekler”, “hepsi aynı bunların” temalı paylaşımlar yapan kız; yalnızlık zor değil mi?
“Ayrılık” ritimleri ile atan kalbe “Aşk masajı” yapmanın ne anlamı varki? Bırak… Gebersin…
Cadılar bayramında kaynanasının elini öpüp “bayramın kutlu olsun” diyen hatun! Taşsın, felaketsin, idolümsün.
Sigara paketine, sigara içmiş akciğer fotoğrafı yerine sigara içilen evdeki tül perde fotoğrafı koyulsa daha fazla kişi sigarayı bırakır.
Moralimizin en bozuk olduğu anda bile güldürebilen arkadaş gibisi var mı ya? Resmen imdadımıza yetişiyolar. Yerim seni ben.
Her şeyin bir bedeli vardır sevgili, söyle; kaç “elma şekerine” açtın düğmelerini?
Kapalı olan antep fıstığını küçümseyerek tabağa geri atıp, tüm fıstıklar bitince o kapalı fıstığa elmas muamelesi yapıyorum.
Saçımı kestirdiğimde “mala dönmüşsün lan ehe ehe” diyen arkadaşıma, “iyi o zaman başka tarafa döneyim” dedim. felç geçirdi.
Msn’de ben çıkıyorum dedikten sonra cevap beklemek kapıya kadar yolcu edilmeye alışmış Türk insanı tribidir.
Dünyadaki en gariban şey sabah çalan alarm. Çalsa suç çalmasa suç ikisinde de küfür yiyor.
Bu sabah otobüste, şoför bizi o kadar çok arkaya doğru ilerletti ki 1 gün önceye, pazartesiye geri döndük.
Küfür yemekten korktuğumuz için başarılı olmuyoruz. Kim “vay ….. evladı süper olmuş!” diye Türk usülü takdir cümlesi duymak ister ki?
Sevgilim bana “seni başka biriyle aldattım” dese, “herhalde başka biriyle aldatıcan mal, beni benimle aldatacak halin yok” der lafı koyarım.
Telefonu kapalı olan birine “telefonun niye kapalı yaa!” diye mesaj atan insanlar olarak çok tatlıyız yaa.
Yaşlı amca hanımına bağırır: ‘Hanım suyu ısıt; olursa olur olmazsa çay demleriz.’
Otobüsteki siyah gözlüklü, büyük çantalı, asık suratlı kıza da anlam veremiyorum! Hayır sanki hanımefendi’nin Limuzin’ine zorla sıkışmışız gibi.
Para var, Huzur var diyenleri önce bıçaklayıp dövesim ve Parasını alıp kaçasım var sonra Bak işte “NAZAR” değdirdin eşşeoğlu eşşek diyesim var.
Neyse ki, “oruc ben seni tutmayayım seni, işin vardır şimdi” esprisi yapan bir arkadaşım yok.
Binlerce yıl önce Lidyalılar parayı buldu ama hala bizde yok.
Evden kaçan kızları neden hep yalçın abi buluyor? o mu kaçırıyor acaba lan?
Ben adım atana kadar ‘Usain bolt’ herhalde marsa oksijen bulmaya gider.
Öpüşelim mi? İkimiz mi? Yok mahalleyi topla gel.
Karısını öldürüp yeni yaptırdığı evin temeline gömen adamdan şok itiraf: “Evi benim üzerime yap dedi”
Çocuk bir gün öğretmenine sorar:
Öğrenci: Hocam salakla zeki arasındaki farklar nelerdir.
Öğretmen: Salaklar her zaman kesin konuşur ama zekiler daima şüphecidir.
Öğrenci: Emin misiniz hocam?
Öğretmen: Kesinlikle.
Doktor bey sabah kalkınca bacağım ağrıyor. Öğlen kalk o zaman.
Oysa ki bilgisayarı ders çalışmak için almıştık.
Nabzı durmuş. Ölmüş mü? Yok, tasarruf olsun diye durdurmuşlar.
“I love 70’s” yazısı gördüğünde “Ay lav yetmişs” diye okuyorsan, çabuk gel. Mangal yapıyoruz, Soğumasın.
Gizli numaradan aranılmaya bayılıyorum. Hatta bazen kendimi arayıp alo alo kimsin niye gizliden arıyosun kardeşim diyip suratıma kapatıyorum.
Sıcaklardan mı bunaldınız? Tatile gidemiyor musunuz? Klimanızda mı yok? O zaman yapabileceğim bişey yok valla kusura bakmayın.
Başka şeylere sinirlenip sana bağırıp sonra da “seni sevdiğim için sana bağırdım” diyenleri yere yatırıp tüm sevgimle tekmelemek istiyorum.
Arkadaşlar tatilden döndüm sansınlar diye “omzuma dokunmayın olum acıyor” diyorum, bu sefer de “baban mı dövdü” diyolar. Ortamımı değiştircem bu arkadaşlarla olmaz.
Babam telefon faturasını görünce bambaşka bir insan oldu. Gerçekten para insanı değiştiriyormuş. Babama yakıştıramadım.
Gideyim biraz da diğer odada sıkılayım.
“Konuşuyoruz ama sevgilin kızmasın?” yani diyo ki: Sevgilin var mı yok mu? Yoksa ölümüne iltifat edicem, varsa sakata gelmeyeyim bi gülücük koyar kapatırım konuyu.
Dünyayı kadınlar yönetseydi muhtemelen savaşlar olmazdı; Devletler birbirine trip atar, küserlerdi.
Pardon siz laz mısınız? Evet noldu? Şapkanız kafanızdayken kafanızı kaşıyosunuz. Sen gtün kaşınınca pantolonunu çıkarıyor musun?!
Yaşıtların evlendi sen ne zaman evleniyorsun diye soran teyzelere, Yaşıtların öldü sen ne zaman ölüyorsun diyor muyuz?
Neymiş efendim erkek gibi küfür eden kadınları hiç bir erkek sevmezmiş. Siz sıkıştıgınızda karı gibi kıvırınca biz bir şey dedik mi lan.
Alemin derdi ben olmuşum, demekki zamanında iyi koymuşum!
Onsuz nefes alamıyorum. O kim? Burnum.
Bu karizma, bu gülüş, bu zeka, bu akıl, bu güzellik, bu boy, bu endam; ALLAH hepsini biryerde toplamış. Neyse benden çok bahsettik eee senden naber?
Dünyada oturarak başarıya ulaşan tek varlık tavuktur.
Sevgilim kokunu özledim dedi, çoraplarımı gönderdim.. Ayrıldık.
Bütün kızlar alayınız sahtekarsınız! Destekli sütyende ne lan? Biz pantolonumuzun içine patlıcan sokup geziyor muyuz?
Sen hiç ölmezsin biliyor musun? Neden? Çünkü dünya malı dünyada kalır.
Bu mesaj özel bir frekans ile gönderilmiştir! Zekilerde hafıza kaybı, aptallarda kısa süreli körlük, ibnelerde bir anlık gülümseme yapar.
Japon yapıştırıcım var ama yapıştırcak japon yok.
Abi çok kötüyüm, noldu lan burda 5000 ölü var. Nerdesin lan mezarlıktayım abi..
Babaanne sen evlenirken dedemden elektrik aldın mı? Yok! Yavrum bizim zamanımızda gaz lambası vardı.
Kadının biri yemeği ocak’ta unutmuş şubat’ta aklına gelmiş.
Kadın aynada vücudunu seyrediyordu. Eşine dönerek:
-Görüntümü igrenç buluyorum, yaşlı ve buruşuk. Bir iltifata ihtiyacım var.
Eşi:
-Gözlerin çok iyi görüyor hayatım.
Japonlar birtane robot yapmışlar.
1 günde 5000 tane hırsız yakalamış.
Amerika’ya getirmişler 1 günde 3580 tane hırsız yakalamış.
İngiltere’ye getirmişler 1 günde 308 tane hırsız yakalamış.
Türkiye’ye getirmişler 5 dakika robot çalınmış.
Muhteşem “Seçim Vaadleri” 🙂
-Kellere saç, hastaya ilaç,
-Züğürde para sıvacıya mala,
-Fenere türkiye kupası,
-Galatasaraya feneri yenme garantisi,
-Üstüne işsize iş, dişsize diş, olmayana çocuk,
-Üşüyene gocuk, kahvaltıya sucuk, çaya şeker,
-Behlüle bihter, yemeğe tuz, kolaya buz,
-Nazar değmişe hoca, evde kalmışa koca vereceğiz!
-Hamilelik 3 aya inecek,
-Sigara kanser yapmayacak,
-Düğünlerde halaya kalkmak zorunlu olmayacak,
-Pi sayısı bundan sonra 3 olacak, kalan 0,14 fakir fukaraya dağıtılacak,
-Hafta sonu tatili 5 gün olacak,
-Teneffüsler 40 dk, dersler 10 dk olacak,
-Okeye dördüncü aranmayacak, kahvehaneler sigortalı dördüncü oyuncu çalıştıracak.
Edebiyat Hocası sınıfta bize;
-Ben sizin babanız sayılırım, dedi.
Bende;
-Senin gibi babam olsun cebine esrar kor polise şikayet ederim, dedim. (2 yıllık meslek yüksekokulunu 5 yıldır bitiremiyorum Edebiyat yüzünden.)
+alo kimsiniz?
-ben eben yavrum.
+aman kaç teyze herkes seni arıyor!
Irkcılığa o kadar karşıyımki: Sahur sofrasında siyah zeytinle yeşil zeytini aynı tabağa koyuyorum. Samimi olmak lazım sonuçta.
Yıllar önce bana bir gül vermiştin o gül solunca gelirim demiştin Allah seni ne etsin gül plastik çıktı solmuyor.
Annem tarafından gönderildigim markette aldıgım yanlış malzeme sonucu sorduğu “Aklın neredeydi senin?” sorusuna milyon kere cevabımsın.
Bazen, sabahları yüzümü yıkamak için sıcak suyu açtığımda, ısınmasını beklerken aynağa baktığım an gibi yaşamak istiyorum. Mal gibi. Bomboş.
Diyetisyen ekmeği kesmen lazım dedi, 3 aydır keserek yiyorum. Bi tuhaflık var ama dur bakalım, bi bildiği vardır herhalde..
Erkeklerde ortalama ömür 71 yaşına kadarmış. Dedem ise 83 yaşında. Yani 12 yıldır kaçak yaşıyo. Dedemi ihbar etmeyi düşünüyorum.
Facebook hesabı çalındığında sinir, stres yaşamayan tek insan tanıyorum babam; Adamın 5 arkadaşı var 4’üyle aynı evde yaşıyor.
Ola şeytan hep bizi kötü yola sürüyor ama namussuzun iyi fikirleri var babam.
Sevgilimle seviyeli bir ilişkim var. Onu çok seviyem, o da beni seviye.
Ay ben yanlış mı aradım diye şaşırma cümlesi mi olur lan, yok ben yanlış açtım.
Şu hayatta tek imrendiğim kişi; Omo reklamında kendini çamura atıp eve gelince dayak yemeyen çocuktur.
Birde kantinde kızlara sıra veren erkekler yok mu? Yok valla, olsa iyi olurdu. Hepsi hanzo, hepsi kro.
Sevildiğini anlayan kaçıyor. Sanki borç isteyeceğiz, sanki giderken çöpü dök diyeceğiz, sanki git iki ekmek al gel diyeceğiz.
Evden çıkarken telefonumun şarjı full doluysa kendime duyduğum güveni, ne cebimde para varken ne de altımda araba varken hissetmiyorum.
“Kontörün var mı?” sorusuna “Yok, faturalı benim telefonum, al konuş” cevabını veren adamın karizması hiç kimsede yok.
Saçlarını 3cm kestirip sevgilisinin fark etmesini bekleyen kadının çektiği duygusal yoksunluğu bilin ve o saçı fark edin beyler.
Basketbol mu? futbol mu? deseler tenis derim. Çünkü voleybol daha eğlenceli, bu yüzden yüzmeyi tercih ediyorum.
43 Bir kişilik sınıfta erkek öğrencilerden bir kısmı Lazca, bir kısmı İspanyolca, bir kısmı ise hem Almanca hem de Türkçe konuşmaktadır. Kalanlar ise kendi aralarında konuşup gülüşmektedir. Sınıftaki kız öğrencilerin tamamı bütün dilleri konuşabilmektedir. Erkek öğrenciler top peşinde koşarken kızlar dünya devletlerinin lisanlarını bir güzel öğrenmişlerdir. Buna göre bu sınıfta gözlüklü sarışın olup Türkçe düşünüp İngilizce yazabilen kaç erkek öğrenci vardır?
Tezgahtara “ben hep buradan alışveriş yapıyorum, bi indirim yaparsınız artık” dedim, “dün açtık burayı” dedi.. Hayırlı olsun deyip çıktım.
Ateistlerde az çakal değil ha. Adamlar inanmıyorlar ama dini bayramlarda fosur fosur tatil yapıyorlar. Bu sefer müslümanlar açıklasın.
“Birini tanımak istiyorsan kavga et çünkü insan sadece kavgada kendisi gibi davranır.” Cümlesine inandığımdan beri yediğim dayağın haddi hesabı yok.
Derste biri sesli şekilde kitaptan bir sayfa okur da, diğer sayfaya geçmek için herkes aynı anda sayfayı çevirir ya.. İşte o sese bayılıyorum.
Işıklı ayakkabılarla gezip hava atmak için havanın kararmasını iple çeken çocuklardık işte.
El öpme, akraba ziyareti, harçlık toplama derken bayram çok yorucu bir aktivite oluyor, bayram sonrası da en az 5 gün resmi tatil olmalı.
“İti an çomağı hazırla” diyen atayla “iyi insan lafın üzerine gelir” diyen atayı yüzleştirip “nedir sizin derdiniz” diyesim var.
Türk erkekleri olarak bizde biliriz uçmayı, damdan dama atlayıp halkı kurtarmayı, süper kahraman olmayı ama işin içinde “tayt” var racona ters.
Birgün tıkladığınz “şifremi unuttum” linkinden “kendini de unutsaydın” cevabı gelirse, o siteyi ilkokul öğretmeniniz kurmuştur.
Kızlar lütfen arabesk rap yapan birisiyle ayrılmayın! Ayrılınca kahrınızı biz çekiyoruz.
Sınıf 30 kişiliktir ve o 30 kişinin arasından hoca seni kaldırır. İşte buna “Hayatın Cilveleri” denir
Biz evlenmeden önce elele tutuşmaya utanırdık diyen teyzeler, zaten 14 yaşında evleniyormuşsunuz 5 yaşında da elletmeyiverin artık.
Erkeklerin “Sadece sarılıp uyucaz” cümlesiyle, kadınların “Mağazaya girip çıkıcam” sözü ölümüne kapışır.
Sütün içine un koyup bacaklarıma döktüm, sütun gibi bacaklarım var. Yine zehirim.
Murtaza’nın doğum günü partisine 40 arkadaşı katılır hediye olarak 13 tanesi saç fırçası seti 17 taneside saç kurutma makinesi getirir. Kalıtsal olduğu bilinmemekle beraber murtaza keldir; saçı yoktur. Buradanda anlaşılabileceği gibi murtazanın arkadaşları dengesizdir. Eşek şakasından hoşlanmaktadırlar. Buna göre murtazanın kaç arkadaşı hediye almaksızın o gece yaş partisinde bedava pasta yiyip limonata içmiştir?
“Uyudun mu?” dediğimde “yok hayır sen?” diyen bir sevgilim olmuştu zamanında. o günden beri yalnız kalmayı tercih ediyorum.
Sırf birisi “iyi geceler” demediği için iyi geçmeyen gecelerim falan yok benim. Döner totomu yatarım, onun bir lafıyla mı uyuyacam sanki.
Bir kadın güzelse kork; güzel ve yalnızsa daha da kork; güzel, yalnız ve kırılmışsa hemen ölü taklidi yap.
Eski sevgilimin bugün de acı haberini alamadım.. o kadar beddua ettim resmen ölüme meydan okuyor.
Tüp bitince sallayan adam, pil bitince ısıran eleman, keçeli kalem bitince içine kolonya döken çocuk, bence birleşmenin tam zamanı.
Kahvaltıda çatala bir türlü saplanmayan zeytin, napıyon sen Allah aşkına, hayır napıyon yani bi söyle ya.
Gecenin en sessiz anında, uykuya tam dalacakken kapalı televizyondan gelen çatıuırt!! Sesle yine tüylerim diken diken oldu..
Sabahları insanın zihni daha açık olurmuş. Ulan daha gözlerimizi açamıyoruz bırak zihni mihni.
Derse geç kaldığında ilk kapıyı tıklayış bütün sınıfın sana dönüşü; sefalet acı, dışlanmışlık zulüm, yapmayın arkadaşlar.
Makyajı, ojesi, ayakkabısı, elbisesi uysun diye saatlerce düşünen bir kadın, sana aşık olmaya karar vermiş zahmet olmazsa bi sev bi sarıl.
Saçını yeni kestirmiş bir kadına, hiç güzel olmamış demektense yüksek bir binanın üzerinden atla daha az hasar görürsün.
Acaba ben de bi gün minibüs şöförüne “şöfor beyy beni ışıklarda indiriyosun” diyen sarışın kız kadar özgüven sahibi olabilecek miyim?
İnsan vücudundaki organlar parçalanıp satıldığında 42.5 trilyon ediyormuş. En pahalı organ kemik iliği. Birgün biri size çıkıp ‘Kaç kuruşluk adamsın lan’ derse, rahatlıkla 42.5 trilyon diyebilrsiniz.
Hayatımda ilk kez bir arkadaşıma 2 sayfalık mesaj attım cevabı sadece “ok” oldu. O “ok” münasip bir yerine saplansın güzel arkadaşım.
Geçen sene aldığım ayakkabı için “zamanla açılır” diyen tezgahtar haklı çıktı, bugün ayakkabım benden hoşlandığını itiraf etti.
Saçı-bıyığı boyayınca genç oluyorsun da, otobüste yer isterken mi yaşlılığın tutuyor.
Yıllardır her allahın günü aynı coşkuyla hotel california videosu paylaşan arkadaşlarınız yerinden alınır, dövülür, aynı gün teslim edilir.