Timur, Anadolu’ya gelince Akşehir’e de
uğrar.Beraberinde filini de getirir.Sultan’ın fili,
serbest bırakıldığı için bağa bahçeye zarar
verir.Komşuları toplanmış
-Hocam düş önümüze de şu Fil’i şikayet
edelim.Bağımızı, bahçemizi perişan etti, demişler.
Hoca düşmüş ahalinin önüne varmış Timur’un
kapısına.Beraberce Timur’un konağına varan ahali, Hoca
kapıdan içeri girince, korkudan kaçar.Ve Hoca,
Timur’un huzurunda yapayalnız kalır.Timur, Hoca’ya
isteğini sorar.Hoca da:
-Sultanım der, sizin Fil’in canı sıkılıyor galiba,
uygun görürseniz yanına bir Fil daha istiyorum.
At Yarasaydı, sahibine yarardı
Hoca’ya sormuşlar:
– Hocam konuşmalarımızda “çavv – çüzz -bye – hello”
demek günah mıdır?
Hoca cevap vermiş :
– E herıld yani…
Siz el kadar Papağan’a 10 altın istiyorsunuz da, ben kocaman Hindi’ye 20 altın istemişim çok mu ?
Nasreddin Hoca turşuculuk yapıyormuş.
– Haydi turşucu geldi,turşucuuuu… diye bağırdığında eşeği anırıyormuş.
Durum bir kaç defa tekrarlanınca Hoca, Karakaçan’ın kulağına eğilmiş:
– Yeter be! Turşuyu sen mi satıyorsun yoksa ben mi ? demiş.
A benim değerli komşum, senin kızına akıl değil, bir koca lazım.Sen onu hemen ever!
Adamın Biri, Hoca’ya sorar:
– Nuh’un gemisine zeytin dalını ağzında getiren
güvercin erkek miydi? dişi mi ?
Hoca cevap verir:
– Tabii ki erkekti eğer dişi olsaydı, ağzını o kadar
kapalı tutamazdı.
Koskoca Hoca’ya inanmıyorsun da eşeğe mi inanıyorsun be adam, der.
Hindi 20 altın ! Hindi 20 altın !
Ne yani o konuşuyorsa, bu da düşünüyor!
At nalının insanlara uğur getirdiğine inanan biri, Hoca’ya sormuş:
-Hocam, at nalı insana uğur getirirmiş, evin kapısına assak günah olur mu?
Böyle hurafelerin dine aykırı olduğunu her zaman anlatan hoca, bu sefer farklı bir yöntemle cevap vermiş:
-Eğer uğur getiriyorsa, Ama bence getirmez. Çünkü atlarda bir değil, dört nal olmasına rağmen şimdiye kadar bir faydası olduğunu görmedim aksine akşama kadar yediği kamçının, taşıdığı yükün ve koşturulduğu yolun hesabı yoktur.
Dünyada vardır ünü Akşehir denen kentin
Onsekizbin fıkra ile yaşar orda Nasrettin
Şiir yaptım fıkrayı lisanı sürç affola
Dostum fıkra deyince hoca gibi var mola
Hocam çıkmış pazara bak incir satar imiş
Hatun kişinin biri veresiye istemiş
Haftaya vereceksen eğer al demiş malımı
Doldurmuş dört beş kilo, bu kez sormuş tatlımı
Tat kızım” demiş hocam “tat kızım tatmak helal
-Orucum- demiş hatun -bize kızar Zülcelâl-
Demiş hoca eyy başım önce şöyle bir eğil
Lakin ne recep şaban, piri ramazan değil
Söyle bakalım bana günce bu ne orucu
-Tutmadığım orucun on yıl önceki borcu-
Kızıp bağırmış hoca “olmaz! ver şu inciri
Şaşırıp da bu hale sormuş sebep nediri
Allah’a karşı borcu bunca yılda ödeyen
Bana olan o borcu ödemez ebediyen..?