Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yar, ne kimseye yar… Bir rüya uğrunda ben diyar diyar, gölgemin peşinden yürür giderim… Necip Fazıl Kısakürek
Çok sıkıldıysan hayattan bir mezarlığa git. Ölüler iyi bilir; yaşamak güzeldir.
Üç günlük dünya için gayret üstüne gayret, ebedi bir yaşam için gayret yok hayret.
Bana çağ dışı diyorlarmış. Ne büyük bir onur! Ben bu çağın dışında kalmayayım da, içinde mi boğulayım.
Gökler ağlıyor, biz ağlamışız çok mu? Bize yobaz diyorlar, haberin yok mu?
Ölüm herkesin başına gelir, ama geç ama erken… Ya kazanırken, ya da kazandığını yerken.
İçimizde bu kadar perişan hale getirilmeseydik; dışımızda bu kadar hürmetsizliğe uğramayacaktık.
Bana bir ben lazım, bir de beni anlayan. Beni bir ben anlarım, bir de beni yaradan…
Kadın mezarlığa girerken başını kapıyor, dışarı çıkarken açıyor, ölüye karşı kapayıp, diriye karşı açmak akıl almaz.
Yalnızım diye üzülmüyorum çünkü biliyorum, yalnız insanın ihanet edeni de olmaz.
Gençliğine doyamadan gitti, derler. Doymak mümkün mü ki, doyup da gitsin. Doymak burada değil. Burası acıkmanın yeri.
Düşünmek şu, bu değil, öteleri düşünmek; sizinse düşünceniz yataklarda eşinmek.
Sonunda “eyvah” diyeceğin şeylere, başında “eyvallah” deme. Pişman ol fakat pişman ölme.
Zamanı kokutanlar mürteci diyor bana; yükseldik sanıyorlar, alçaldıkça tabana.
NFK Sözleri
Hayatın çilesine tahammül gerek, değil mi ki sefa ile cefa müşterek? Sizce ağlamak için gözyaşı mı gerek, bazen dertliler de ağlar ama gülerek. Necip Fazıl Kısakürek
Her kahkaha da Allah’a şükretmiyorsan, neden her ağladığında ona kızıyorsun?
Ben Türkiye’yi yerin üstündeki 35 milyon ölünün değil, yerin altındaki 35 milyon dirinin koruduğuna inanırım.
Güzel Allah’ım, senden ne gelecekse gelsin; sen ki, rahmetinle de, kahrınla da güzelsin…
Ne bir hasret dinle, ne bir ah işit; bir yaprak ol, esen rüzgarlarla git…
Bir tarafta ruhi harikalar ve öbür tarafta yalçın vahşetler diyarının akıl haysiyeti tanımayan, içinde anlatılmaz bir kuvvet ve dışında anlaşılmaz bir zaaf taşıyan illetli beşeriyet hârası…
Öleceğini bilerek yaşayan tek canlı insandır. Ve hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar.
İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan kork.
Armut deyip geçmeyin! Onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur.
Kula karşı utanmak, Allah’a karşı hicabın ifadesidir. Kula karşı utanmadığını gösteren, Allah’tan utanmıyor demektir.
Ömür ağaç dalında savrulan bir yapraktır. Ne kadar genç olursan ol, sonun kara topraktır.
İnsanı olgunlaştıran yaşı değil, yaşadıklarıdır.
Necip Fazıl Kısakürek Efsane Sözleri
Ben geçmişimi dürdüm, büktüm, çöpe attım. Çöpü karıştırmak köpeklerin işidir. Necip Fazıl Kısakürek
Ne insanlar var bu dünyada! Nasıl elleri gider, nasıl dilleri vardır. Menfaatinden başka bir şey düşünen var mı?
Başı boş, gözü kör, dizginsiz isteklerimizin bizi ne kadar çirkinleştirdiğini gör artık!
Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek; Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
İnsanlar birbirinin göz bebekleri içinden bakabilirler ve kelimelerdeki ortaklıklarını tek fert halinde yaşayabilirler mi? Sonsuz öksüzlük…
Kendini Allah’a esir ver ki, hürriyeti bulasın ve hayvan hürriyetinden kurtulasın!
Ne görsem, ötesinde hasret çektiğim diyar; kavuşmak nasıl olmaz, mademki ayrılık var?
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız! Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader; Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bir takım insanlar da var ki, ağlamıyorlar. Ağlamak onlara zor geliyor. Bir incir dalına asılmaktan daha zor.
Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?
Aya giden, yıldıza giden milletlere imrenen Türk Gençliği! Yirmi yaşındaki Fatih’in ahlak fezasından düştüğünüz bugünkü çöplüğe bakın ve utanın!
Hayatın gizli bir şuuru olduğuna inanmak istiyorum. Öyle bir şuur ki, kendisini, yok gösterecek kadar gizleyebilmiştir.
Aydınlık yolu herkes bulur, mesele karanlık yolda ışık aramak.
Dipsiz bir uçuruma sarkıyorum. Yakalayabildiğim bir iki ot tutuyor beni. Bu otlar sökülüyor. Yumuşak toprağın içinden kökleriyle beraber geliyor. Düşüyorum!
Necip Fazıl Kısakürek Aşk Sözleri
Ne hasta bekler sabahı, ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, seni beklediğim kadar. Necip Fazıl Kısakürek
Aşk korkuya peçedir, korku da aşka perde, Allah’tan nasıl korkmaz, insan O’nu sever de…
Geminin tek kaptanı olur gerisi mürettebattır. Kalbinde tek sahibi olur gerisi teferruattır.
Kimileri vardır; aşkın en yücesine layıktır. Kimileri vardır; aşkın en yücesini versen de, aşağılıktır.
Aşk… Başımıza ne geldiyse aşkımızı kaybetmekten geldi.
Bir asfaltı her gün sulasan da sana çiçek veremez çünkü; asfaltın tabiatında güzellik yoktur.
Kula kulluk etme! Unutma ki sen de kulsun. Ve kimseye gerektiğinden fazla önem verme! Yoksa, unutulursun.
Allah’ım beni sıkma yoksa ne kadar merhametli olduğunu açığa vururum, sana tapacak tek kişi bulamazsın!
Dostunu bulan aşk sonsuz ömürlü, sevgili bayatlar ama aşk yeni.
Gönlüm ne dertlidir, ne de bahtiyar; ne kendisine yar, ne kimseye yar.
Ben de bir insanım. Hiçbir fevkaladeliğim yok. Bir kadere bağlıyım. Bir takım zaaflarla doluyum. Belki herkesten daha zayıf.
Yaşayamıyoruz. Resimlerimiz, fotoğraflarımız kadar yaşayamıyoruz. Mendilimiz, gömleğimiz, potinlerimiz kadar yaşayamıyoruz.
Necip Fazıl Kısakürek Özlü Sözleri
Ayağın taşa takıldığında; Allah kahretsin! bile deme, Dua et ki; taşa takılan bir ayağın var. Necip Fazıl Kısakürek
Tohum saç, bitmezse toprak utansın! Hedefe varmayan mızrak utansın! Hey gidi küheylan, koşmana bak sen! Çatlarsan, seni doğuran kısrak utansın!
Akıl, akıl olsaydı ismi gönül olurdu; Gönül gönlü bulsaydı bozkırlar gül olurdu.
Tereddüt edersen bacakların seni taşımaz. “Yürüyeceğim” de, bas ve yürü…
Şair, madde değil de mana halinde cami kapılarının önünü dolduran Allah dilencilerinin en güzelidir.
Diz çök ey zorlu nefis, önümde diz çök! Heybem hayat dolu, deste ve yumak. Sen, bütün dalların birleştiği kök; biricik meselem, sonsuza varmak…
Kendisinin dışına çıkmak isterken, birdenbire kendisine, hem de o zamana kadar hiç tanımadığı kendisine rast gelmiştir.
Seni ilk tanıdığım zaman, bende bulduğun bir zaaf anının hüviyetini, daimi mahkumiyet elbisesi diye giydirdin.
Zaman; Allah’ın eşya ve madde üzerine attığı bir ağdır. Bir balık ağı sanki… İçinde olmayan hiçbir şey yok. Her şey o ağın içinde, o ağın muhtevası…
Bilemem, susarak ölmek mi hüner? Lisan çıldırıyor, dil nasıl döner?
Sırma renginde pislik, dünyanın süsü püsü. Bende tek aziz eşya annemin baş örtüsü…
Fakat kimse, müsbet ilimlerin atlı karıncasında sarhoş hale gelen insanın beklediği yeni ümit şarkısını besleyemedi.
Necip Fazıl Kısakürek Dini Sözleri
Ya Allah’a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin… Necip Fazıl Kısakürek
Dinin olmadığı yerde hiçbir şey yoktur; yokluk bile yok… Şiir ve sanatsa hiç yok!
Sana Allah’ın Resulü olarak, getirdiğin ölçülerin hepsiyle birden, bildiğim ve bilmediğim, anladığım ve anlayamadığım her emrini hak bilerek inanıyorum.
Bizler açlıktan karnına taş bağlayan peygamberin, doymak bilmeyen ümmetiyiz.
Yalnız Allah var! Var olan yalnız Allah! Her şey o kadar yok ki, yalnız Allah var! Allah öyle var ki, kendisinden başka hiçbir şey yok!
Biz; Ayakları şişene kadar namaz kılan Peygamberin, gözleri şişene kadar uyuyan ümmetiyiz…
Her şeyden evvel bize dua nasip et, bizi duadan kesme Allah’ım! Duadan ve göz yaşından…
Bir namazım, bir duam, bir de eski seccadem. Hepsi hepsi bu kadar, işte benim sermayem.
Neye yaklaşsam sonu uzaklık ve kırgınlık; anla ki yok Allah’tan başkasıyla yakınlık.
Duayı kabul eden, dilekleri veren, vermeyi murad edince el açtıran, ancak sevdiği kuluna dua ettiren, sevmediklerinin elini ve dilini bağlayan ve kendisine yönelmekten alıkoyan Allah’ım! Bizi affet!
Ben bir garip insanım. Ne tahtım var ne tacım. Tut elimden Allah’ım, yalnız sana muhtacım.
Var mı Allah’tan yukarı, kabirden aşağı? Toparlan ruhum gidiyoruz, sen yukarı ben aşağı…
Güzel Allah’ım, senden ne gelecekse gelsin; sen ki, rahmetinle de, kahrınla da güzelsin…
İslamiyet, insanoğlunun topyekün vazife, memuriyet ve haklarını getirmiş, ruhta ve maddede bütün kemal ölçülerini sımsıkı bir ideolocya örgüsü şeklinde tamamlamış ezelî ve ebedî nizam…
Necip Fazıl Kısakürek Anlamlı Sözleri
Dünya güzel olsaydı, doğarken ağlamazdık. Yaşarken temiz kalsaydık, ölünce yıkanmazdık. Necip Fazıl Kısakürek
Mutlak mizanda kötülükle beraber, hiçbir iyilik yoktur ki, teraziye girmeyecek olsun.
An oluyor bir garip duyguya varıyorum; ben bu sefil dünyada acep ne arıyorum?
Dünyanın en sert ve en yumuşak madeni; kalp… Ateşini bulsun; hemen değişir.
Çocukken gün battı mı, bir köşede ağlardım; nihayet döne döne aynı noktaya vardım.
Artık bütün mantık hesaplarımı kaybettim! Hem de öylesine kaybettim ki, Amerika’da bir cinayet işlense de dünya çapında bir ses sorsa, “Katil kim?”… “Benim!” diye haykırabilirim!
Gençlik, gelip geçti… Bir günlük süstü; nefsim doymamaktan dünyaya küstü. Eser darmadağın, emek yüzüstü; toplayın eşyamı, işim acele!
Sakın bu dünya, gözle görünür ve görünmez her şeyiyle doğacak bir çocuğu kandırmak için, bütün insanların birlik olup uydurduğu müthiş bir yalan olmasın? Ve sakın o çocuk ben olmayayım?
Gördüm ki, akılla hiçbir yere varılmaz ve her şey aklın ötesindeki peygamberlik tavrına teslim olmaktan ibaret; böyle yaptım. Resulün ruh feyzine büründüm ve kurtuldum.
Kendimizi kendi içimizde; fert ve cemiyetimizi içinden ve dışından kucaklayarak kendi içimizde tamamlığa erdirmeden dışarıda gözü olmak, bu iç oluşa ihanettir. Ötesi, olduktan sonra düşünülecek iş…
Çilemizi bile bile, göre göre, doya doya doldurmadıkça kurtulamayız. Elverir ki ıstırap çekmeyi, acıya katlanmayı bilelim… Acı çeken, acı çekmeyi bilen, onu savmayı da bilecek olan demektir.
Cam gibi mücella ve pürüzsüz bir düzlük üstünde bütün fetihleriyle yükselen İslam… İnsanlar dalga dalga, Allah dininin kapısına doğru akıyor…
“Allah hiçbir nefse gücünden fazlasını yüklemez.” Derin bir nefes aldı. Kurtulmuş muydu yoksa? Madem yükü bu kadar ağırdı, demek onu çekecek güce de sahipti…
Ölüm her aklına geldiğinde “ah” edip “vah” edip inleme; bu halinle rabbimi incitmiş olacaksın. Ecel kapıyı çaldığı zaman evi telaşa verme; o geldiği zaman, sen çoktan gitmiş olacaksın.
Necip Fazıl Kısakürek Kapak Sözleri
Basit kişiler hep ilgi görür, kaliteli kişiler ise hep yalnız kalır. Çünkü ucuz malın alıcısı çok olur. Necip Fazıl Kısakürek
Öyle insanlar vardır ki; lağıma düşseler lağımı kirletirler.
İki çeşit insan vardır. Zaman geçtikçe hatalarıyla yüzleşen! Zaman geçtikçe yüzsüzleşen.
Yanında olduğum zaman değerimi bilmezsen, değerimi bildiğin gün beni yanında bulamazsın.
Kendini dünyalar değerli sananlara kısa bir not; “Dünya beş para etmiyor.”
Öz anne-babasını huzur evine gönderip, evde, kedi köpek besleyen insanların olduğu bir ülkede yaşıyoruz.
İnsanlar ikiye ayrılır, vaktini beşe ayıranlar, vaktini boşa ayıranlar.
Ey bir aileye bile hükmedemeyen ilerici(!) Üç kıtaya, yedi denize hükmeden ecdadın mı gerici?!
Görüyor musunuz ki, bir taklit, bir ırkın, bir ırktan devşirdiği özenti hareketler, o ırkı kendi içinde boğuyor ve büyük köreltiyor!
Yalnız göze güvenen şu kör akılcıya bak! Başını kuma sokmuş deve kuşundan ahmak!
Hayvandan insana dönen yoktur ama, insandan hayvana dönen çoktur!
Aldığın nefesi bile geri veriyorsan hiçbir şey senin değildir.
Deli, buna para derler, para! Şeref de bu, namus da bu, akıl da bu, hikmet de bu, sıhhat de bu, hayat da bu, dünya da bu, ahiret de bu, parrra!
Bak da ibret al; yere düşen yaprağa, eskiden o da yukarıdan bakardı toprağa…
Necip Fazıl Kısakürek Dostluk Sözleri
Ağaçtan düşen yaprak nasıl “kurumaya” mahkumsa; gönülden düşen insan da “unutulmaya” mahkumdur. Necip Fazıl Kısakürek
Dostlarımı hiçbir zaman satmadım, çünkü hepsi beş para etmez çıktılar.
Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten, affet, senden habersiz aldığım her nefesten.
Dostlarım ev eşyamdı, bir bir gitti diyorum. Artık boş odalarda ölümü bekliyorum.
İki zıt arasında hem bitişik zannettirecek kadar yakınlık, hem de sonsuzluk boyu uzaklık vardır.
Son gün olmasın dostum, çelengim, top arabam. Alıp beni götürsün, tam 4 inanmış adam.
Allah dostu odur ki nefsine tek pay biçmez. Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez.
Kalacak kim var ki dost tomarından, ‘O’ var sana daha yakın şah damarından.
Sanırım, insanların her suçunda ben varım; günah uzun bir kervan, tâ ucunda ben varım!
Can taşıyan, yüreği atan her yaratığa acıyın! Ağzından kemiğini çaldıran köpeğe, her parçası ayrı ayrı kıvranan solucana, tabanı yanan çakala… Hepsinin üstünde insana; buruş buruş beyni, alnı ve çenesiyle gözyaşı döken insana acıyın!
Vicdanım mı yanacak? Şu anda her yerim yanıyor. Vicdanım nasıl olmuş da kurtulmuş.
Merhamet ekmek olsa da bütün aç insanlığa dilim dilim dağıtılsa, payına hiçbir şey düşmeyecek olan lanetli budur!
Dostlarım malum! Düşmanımı tanımak istiyorum.
Yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişirsen; hem yolunu kaybedersin, hem dostunu.
Necip Fazıl Kısakürek Etkileyici Sözleri
Biz dünyada kimsenin bulamadığı huzuru arayacak değiliz. Kalkar abdest, alır huzurda eğiliriz… Necip Fazıl Kısakürek
Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum. Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
Bir bölünmez ki, insan, onu zaman bölüyor; İnsan her an dirilip, her saniye ölüyor…
Güzele bakmak değil, güzel bakmak sevaptır.
Evet, bir varlığı bir yokluk, bir yokluğu bir varlık takip eder; Allah her an var ve yok eder.
Çocuklar; dünya bir gözyaşı evinden başka ne olabilir? Ağlayanlardan olmak dururken, üstelik ağlatanlardan olmak reva mı?
Ve ben ağlıyordum. Sebebini bilmeden, ne istediğimi bilmeden…
Yum gözünü, kalbine her an yokluğu üfür! Kendinden geçmek iman, kendinde olmak küfür.
Hasret bir rüzgar, kapı kapı aralar geçer; gördüğüm her güzel şey, beni yaralar geçer.
Dünyada her nimeti bıraksam ne çıkar ki? Orada o varken, burada bırakılmaz ne var ki?
Gençliğine güvenip vakit çok erken derken, belki elveda bile diyemezsin giderken!
Hastanın başında, ağlayan, çırpınan, dövünen, canını vermeye kadar türlü merhamet gösterileri yapan anne mi daha merhametlidir; yoksa elinde neşteri, sırtında beyaz gömleği, sert ve sağlam adımlarla onun baş ucuna gelip canını acıtan doktor mu?
Bu dünya bir benzeyiş, bir vatanı andırış; ve göz, görmediğine kendini inandırış!
Ömrün ilk yarısı; ikinci yarısını beklemekle, ikinci yarısı da; ilk yarısının hasretiyle geçer.
Necip Fazıl Kısakürek Sevgi Sözleri
İnsan sevme hissini israf etmemeli, kim ne kadar sevilmeye layıksa, onu o kadar sevmeli. Necip Fazıl Kısakürek
Ellerimi daha sık, daha sık! Yaşadığımı, hayatta olduğumu, senin olduğumu anlayayım… Ben kendimin değil, seninim!
Sevdiğini belli et… Gizlemek başkalarına fırsat vermektir.
Bana, yakan gözlerle, bir kerecik baktınız; Ruhuma, büyük temel çivisi çaktınız!
İnsan kadınını ne kadar sevmelidir ki, nihayet onu aşacak ve Leyla’yı Mevla ile değiştirecek hale gelsin… Ve ondan sonra hem de kadınla el ele büyük rejime istidat kazansın…
Gözüm aklım, fikrim var deme hepsini öldür! Sana çöl gibi gelen. O, diyorsa göldür!
İnsan ne aptaldır! Mucize içindeyken mucize bekler.
Bir kalbim var ki benim, sevdiğinden burkulur. Kahredenden ziyade, sevilenden korkulur.
Kadından, kendisinde olmayanı isteriz; hasret yerinde kalır ve biz çekip gideriz.
Su çekildi, göründü sanki zamanın dibi, korkuyorum, bu akşam kıyamet varmış gibi…
Necip Fazıl Kısakürek Kitap Sözleri
Hasretim, her tümseğin, her çatının ardında; kelimenin üstünde, cümlelerin altında… Necip Fazıl Kısakürek
Aferin oğlum, fikirlerine tamamiyle katılıyorum! Ve sonra ‘d’ sesi veren bazı kelimelerin ‘t’ ile yazılmasındaki sakilliğe işaret ederek dedi ki: Ömrümün sonunda, ismimin sonuna bir ‘it’ ilâve ettiler.
Bilen ve bilmeyen her ferdimizle hepimiz dünyaya, bizzat Allah’ın ferman ettiği gibi, Allah’ı aramaya, bulmaya, onun sırları ve hikmetleri etrafında “körebe” oynamaya ve ona ibadet etmeye geldik.
Sade marka müslümanı kalacak olursak, ibadetlerimizi yerine getirdikten sonra vazifelerimizin bittiğini sanırsak, iman iddiasından utanmamız icab eder.
Mahrem çizgilerine baktıkça örtünen sır; belki de benliğinden kaçabilene hazır.
Sana şahdamarından daha da yakın Allah; günah mı dedin; ondan uzağa düşmek günah…
Hakikat, eğer hakikatse mutlaka her yeri kaplayacak ve ilerisi göründükçe esasta onu da kapladığı meydana çıkacaktır. Bizim hakikatimizse her türlü mekân ve mıntıka hasisliğinden mücerred ve münezzeh…
Hatıra küpü, devril, sen de ey hayal, gömül! Sonu gelmez visalin gayrından vazgeç, gönül!
Gelin çocuklar, kumar masasına dizilip hep beraber ağlayalım! Sebep mi istiyorsunuz? Çok! Gündüzün bitişinde gece, düzlüğün berisinde ayrılık, ekmeğin ucunda açlık var diye katıla katıla ağlayalım!
Şüphe, müthiş bir şey! Allah’tan başka her şeyden şüphe… Gördüğün, işittiğin, kokladığın, tattığın, dokunduğun her şeyden şüphe… Emniyet hissini aldığın her şeyden şüphe.
Mazlumun, kendinde kıyılana, zalimin de kendinde kıydığına ağlayın! Mazlumun hesabı görülür; ya zalimin kaybettiği?
Hangi dert kaldı, söyle, bağrına üşüşmeyen, hangi ölümün şarkısı bu, dilinden düşmeyen?
3 yorum
Necip Fazıl’ı anlatmak yazmak bizlerin haddi değil ve olmamalı, onun fikirlerini yürekte benimsemek güzel bir duygu, ki üstadı anlatmaya bizlerin gücü bilgisi becerisi zaten yetmez.
Gönül isterdi ki onun dizinin dibinde oturup aynı havayı teneffüs edip fikirlerini yaşamak ve yaymayı ne çok isterdim. Bu memlekete bir daha Üstat gibisi gelmez ama onun yolundan gidelim. Çocuklarımızı, eşlerimizi, dostlarımızı onun eserlerini hediye edelim okumalarını sağlayalım ne olur.
Haddim ve hakkım olmadan bu satırları yazma cesaretini kendimde buldum gönül dostlarım. Lütfen bağışlayın beni. Ne yazacağımı bilememenin aczi içerisinde kıvranmaktayım. Yazmakta ne kadar zorlandığımı bilemezsiniz.
Üstadın izinde yolunda buluşmak üzere tüm sevenlerini el değmedik duygu ve düşüncelerle selam olsun bu duygularım.
Muhabbetle.
Necip Fazıl gelmiş geçmiş, büyük alim ve yazarlardan birisi. Onun her sözü, her şiiri, ayrı bir anlam ve mesaj nitelikli. Ne güzel eserler bırakmış bize ve halen onun gibi bir zat gelmedi bence. Keşke yaşarken görseydim onu, mekanı cennet, Peygamber efendimize komşu olsun inşallah. Onu çok seviyorum.
Necip Fazıl Türkiye’nin en büyük değerlerinden. Allah’u Teala’yı konuşabilmek her dile nasip olmaz, nasip olan dilin kalbi de bu sözler olurdu ancak. Şiirinden en çok bu şiir güzel anlatabilirdi nefsi;
Ruhuma bir kefen bezi yeter de,
Yetmez aç nefsim sırma ve ipek,
Çaresi yok yüzünden düştüğüm derde,
Yesemde toprakla karışık kepek,
Güneşle bir tutsam girmez hizaya,
Dar bulur sığmam der dipsiz fezaya,
Kuyruk sallar sonra hırlar ezaya,
Benim nefsim, benim nefsim ne köpek..
Mükemmel bir şiir, yüreğine sağlık üstad.