Aşk ki gerçek değilse, tutkusu olmaz. Ateşi köze döner, kokusu olmaz. Aşık olan gün, gece, ay ve yıl yanar; Güneş, ışık, rahat ve uykusu olmaz.
Ne bilginler geldi, neler buldular!
Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar.
Hangisi yarıp geçti bu karanlığı?
Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.
Okunu attı mı ölüm siperleri boşuna; O şatafatlı altınlar, gümüşler boşuna; Gördük bütün insan işlerinin iç yüzünü; Tek güzel şey iyilik, başka düşler boşuna.
Ne Mutlu Dünyaya hic Gelmemis olana…!
Bu uzun yola gitmiş olanlardan biri geri dönmedi. Ta ki bir haber sorayım? Bir ümit ve niyetle en çok hoşlandığın maddi ve manevi şeylerden bu dünyada hiçbirini bırakmamaya bak. Çünkü tekrar gelmek ihtimali yoktur…
Ey özünün sırlarına akıl ermeyen; Suçumuza, duamıza önem vermeyen; Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık; Umudumu rahmetine bağlamışım ben.
Sevdiğini mertçe seven kişi, pervane gibi özler ateşi. Sevip de yanmaktan korkanın masal anlatmaktır bütün işi.
Ne bilginler geldi, neler buldular! Mumlar gibi dünyaya ışık saldılar. Hangisi yarıp geçti bu karanlığı? Birer masal söyleyip uyuya kaldılar.
Ehil insana canım feda olsun; Ayağı öpülse öperim onun. Bir de git ehil olmayanla konuş: Cehennem ne imiş görmüş olursun…
Felek ne cömert ne aşağılık insanlara! Han hamam, dolap değirmen, hep onlara. Kendini satmıyan adama akmek yok: Sen gel de yuh çekme böylesi dünyaya!
İçin temiz olmadıktan sonra hacı hoca olmuşsun; kaç para! hırka; tespih; post; seccade güzel: ama tanrı kanar mı bunlara?
Bilmem, Tanrım, beni yaratırken neydi niyetin, Bana cenneti mi, cehennemi mi nasip ettin; Bir kadeh, bir güzel, bir çalgı bir de yeşil çimen Bunlar benim olsun, veresiye cennet de senin.
Adalet evrenin ruhudur.
Hayat kısa insanoğlu! Kesildikçe biten otlar gibi yeşermeyeceksin bir daha.
Gören göze güzel, çirkin hepsi bir; Aşıklara cennet, cehennem hepsi bir; Ermiş ha çul giymiş, ha atlas; Yün yastık, taş yastık, seven başa hepsi bir…
Uyan!Uyumak için önümüzde sonsuzluk var.
Cennette huriler varmış, kara gözlü; İçkinin de ordaymış en güzeli. Desene biz çoktan cennetlik olmuşuz: Bak, bir yanda şarap, bir yanda sevgili.
Tanrım niye ekşi ayranı edersin helal de şarabı haram. Bir kerpiçim de olsa, satar yine şarap içerim.
Bir elde kadeh, bir elde Kuran; Bir helaldir işimiz, bir haram. Şu yarım yamalak dünyada ne tam kafiriz, ne tam müslüman.
Güçlü olduğuna inandırdın beni; Bol bol da verdin bana vereceklerini. Yüz yıl günah işleyip bilmek isterim; Günahlar mı sonsuz, senin rahmetin mi.
İnsanlar bana durmadan günahkar derler. Ben günahsızım. Şunların ham hayallerine bak! Ey ahlâk güzelliğine sahip olan sizler! Bence en büyük günah; Livata, zina ve zulümdür…
Hayyam.Demiş ki! Ben Haram ile Helali karıştırmam… Dost ile içilen ‘RAKI’ helaldir, ‘Puşt’ ile içilen su bile Haram.
Yaşamanın sırlarını bileydin Ölümün sırlarını da çözerdin. Bugün aklın var, bir şey bildiğin yok: Yarın, akılsız, neyi bileceksin.
Ben hangi şarapla sarhoş olursam olurum; Ateşe, puta, neye taparsam taparım; Herkes bir türlü görmek istiyor beni. Ben kendimi ne türlü yaparsam yaparım…
Aşk ki gerçek değilse, tutkusu olmaz. Ateşi köze döner, kokusu olmaz. Aşık olan gün, gece, ay ve yıl yanar; Güneş, ışık, rahat ve uykusu olmaz.
Bu uçsuz bucaksız dünya içinde, bil ki, mutlu yaşamak iki türlü insana vergi: Biri iyinin kötünün aslını bilir, öteki ne dünyayı bilir, ne kendini…
Girme şu alçakların hizmetine: Konma sinek gibi pislik üstüne. İki günde bir somun ye, ne olur! Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.
Düşünce göklerinin baş konağı sevgidir sevgi; gençlik destanının baş yaprağı sevgidir sevgi; Ey sevginin sırlarından habersiz yaşayanlar, bilin ki tüm varlığın baş kaynağı sevgidir sevgi…
Dunyayı yeniden yarataydı, yaratırken de beni yanında tutaydı ; derdim : “Ya benim adimi sil defterinden,ya da benim diledigimce yarat dunyayı.
Ümit alanında her gönülü kendine bağla. Huzur meydanında akıllı bir dost ile ilişki kur. Bil ki: Toprak ve su ile yapılan kabe bir gönül kıymetin de olmaz…