Aynı şehirde sen varsın, ben varım, biz yokuz.
Belki de aşk; ayranın yanında çikolata yemek gibiydi.. biraz tatlı, biraz tuzlu..
Çok fazla sevmeyin! Ben denedim tahammül edemiyorlar.
Daha iyilerine layıkmışım.. Kendim için doğru kararlar verebiliyor olsam senle ne işim olur zaten.
Eğer yağmur yağınca içeri gireceksen, seninle gitmem uzak ülkelere.
Fazla abartmayın. Çünkü yerlere göklere sığdıramadığınız aşk, birgün bir hoşçakala sığacak.
Her ne bekliyorsan bu saatte gelmez, hadi yat artık. Hem uyumak, bir çeşit unutma biçimidir.
Gül bahçesinde geçsede ömrüm, inan üstüne gül koklamam gülüm, seni koklamak olsada ölüm, uğrunda ölmeye değer gülüm.
Sadece ulaşılamamış olan aşk romantiktir.
Beni bu kadar çok düşünme lütfen, sonra arayıp sormayı unutuyorsun.
“Uyuma ya konuşalım” diyen biri olsaydı hayat belki de daha güzel olabilirdi…
Her insan bir kere vurulur sırtından bu hayatta. Çünkü her kardeş, her dost, her sevgili bir parça vicdansızdır.
Senin neler yaşadığını bilemem. Ama yaşayacaklarına ortak olabilirim.
Aşk için elbette tensel çekim şart; ama hislerini yalnızca tene bağlarsan tenden öteye geçemez, ruha işleyemezsin. Ten biter, aşk da gider.
İlk özür dileyen en cesurdur, ilk affeden en güçlü, ilk unutan en mutlu..
Aşık olduğun kişi hep başkasına aşıktır. Zaten sende nedense hiçbir zaman sana aşık kişilere aşık olamazsın.
Komandoyuz ya biz. Öyle romantik şeylerle işim olmaz dedim. Seni seviyorum diyemedim. Ne kadar zor, söylemesi 13 harfli kelimeyi.
Sizi bilmiyorum ama ben pişmanlık duyan, utanabilen insanları çok seviyorum.
Dünyada 2 renk gül olsun, biri kırmızı diğeri beyaz.. Sen beni unutursan kırmızılar solsun, ben seni unutursam beyazlar kefenim olsun.
Bazen “o” senden daha fazla mutlu olsun diye, mutsuzluğu göze alabilirsin. Hatta çok güzel mutsuz olabilirsin.
Sen daha benim, senin için neler yapabileceğimi görmedin. Seni çok sevebilirim mesela..
Eğer dönüp gittiğinde arkandan gelmiyorsa, o zaman dönüp giderek doğru şeyi yapmışsın demektir.
İnsanlar değerli olmayı unuttular, önemli olmaya çalışıyorlar.
‘Hayatta kimseye güvenmeyeceksin’ demek saçmalıktır inan. Ama kime ‘iki defa güveneceğini’ hesaplamalı insan.
Aklımda olduğun sürenin yarısı kadar yanımda olsan, hiç sorun kalmayacak gibime geliyor.
Çekirdek tabağının içinde kabuğu soyulmuş bir çekirdek görüp, mutlu olan insanı, siz mutlu edemiyorsunuz ya hiçbir şey demiyorum.
Sana verebileceğim pek bişey yok aslında; çay var içersen, ben var seversen, birde yol var gidersen.
Eğer beni bu sokakta, bu semtte, bu şehirde bulamazsan sevgilim bilki ben; Gözlerinin daldığı yerdeyim.
Belki de hayatımızı değiştirecek insanlar yolda yürürken sessiz sedasız geçmişlerdir yanımızdan.
“Uyudun mu?” diye yazılır, “Ne olur uyumamış ol, konuşmaya ihtiyacım var” diye okunur.
Herkes dış görünüşünü beğenebilir, ama birinin seni sevmesini ve yanında kalmasını sağlayan şey, karakterindir.
Artık hep hayal ettiğimiz yeni bir başlangıcı değil; Hiç düşünmediğimiz mutlu bir sonu istemeliyiz.
Bazen hoşçakal demen gereken zamanlar vardır. Acıtmasına rağmen, denemeyi öğrenmelisin.
Olmuyorsa, olmuyordur! Gönlün rahat mı? Elinden geleni yaptın mı? Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın.
Mutlu anlarda herkes birlikte olur. Mühim olan mutsuzluğu da paylaşabilmek.
Birgün, bir rüzgar eserse oralara.. Benim sana olan sevgimi fısıldarsa kulağına, unutma! Sende bana bir tutam sevgi yolla..
Nerede aşk varsa, orada mutlaka bir de yalnız biri vardır.
Kadınlar beğenince değil, güvenince aşık olur.
Nasıl bir devirse artık; “düzenli ilişki” arayaşında olanlar, “düzenli hayal kırıklığına” uğrayan mağdurlar oldular.
Sevgi zayıflıktır derdi hep babam, belki haklıydı da. Yeniden başlamak istiyorsan güçlü olman gerek, sevdiklerini unutman gerek.
Bir adım atıyorsanız, bir sonraki adımı karşı taraftan bekleyin. Atmıyorsa üstüne düşmenin hiçbir anlamı yok.
Sonra aldım karşıma ve dedim ki; Sevmek mi sevilmek mi? İstersin.
Kızgın dahi olsa, konuşuyorsak sorun yok ama sustuysak problem çok ama çok büyük demektir.
Sanki hiç pişman olmamışım gibi, hayat karşıma ‘seni pişman ederim’ diyenleri çıkartıyor.
Onu tanıdıktan sonra; öncekilere seni seviyorum dediğin için pişman olursun.
Bazıları konuşmaz; gözlerine 5 saniye bakar, ömründen 5 yıl gider.
Kendine iyi mi bakarsın, üstün açık mı uyursun, montsuz dışarı mı çıkarsın, Allah belanı mı verir, beni ilgilendirmez artık.
Şarkılara neden “parça” dendiğini biliyor musun? İhtiyaç duyduğunda bazıları eksik yanını tamamlıyor.
Daha önce acı çekmiş biriyle beraber olun. Çünkü onlar mutluluğun değerini iyi bilirler.
Neden aynı duyguları hissettiğim insanlarla farklı şehirlerdeyim ki?
Sen istediğin kadar unutucam diye uğraş, nasılsa bir şarkı çalar kulağına biryerlerden ve tekrar hatırlarsın.
Kokusuyla, sesiyle, dokunuşuyla… Aslında sadece varlığıyla bile huzur verebiliyordu.
Üşüdüğümüzde camı kapatmak kadar kolay olsaydı keşke, sevilmediğimizi anladığımızda o kişiye yüreğimizi kapatmak.
Yazık olmadı. Yazık ettin. Sen tarafından bitirildik biz. Kötü bitti hikayemiz.
Zaten gözlerime bakabilsen, herşeyi anlatıyor.