İnsan karar verince öldürmeye birini, gerekçe bulur önce ikna eder kendini.
Soğuk yenir kin, ihanet intikamsız kalmaz.
Ağlama anne benim için. Ben de herkes kadar aldım acılardan.
Sıradan izler bırakır en tutkulu aşklar.
Sofrandaki kırıntılar kadar bile mi olamadım?
Dil söylemez yüreğin harbini.
Aşk koruyabilir bir tek, kaldıysa eğer hâlâ masumiyetimizi.
Dalda muhabbette kumrular, bana ayrılığı sordular. Dedim afet, yangın, dedim kar. Dedim adet aşkı vururlar.
Sevmenin de sevilmenin de bir bedeli var, aşar tenimizi.
Korktuk evet cezalanmaktan ki vazgeçtik sevdalanmaktan.
Kurallara kurban ettik tüm aşkları.
Unutulmuyor deme sakın, unutanlar var.
Gönlüme gül verme sakın, koparanlar var.
Bizim zamanımızda her şey şahaneydi.
Akıp gider zaman, sana aldırmadan.
Bazı şeyler var ki söylenmiyor, biz seninle sözleri susarak aştık.
Düşlerle gerçekler ayrı ayrı yaşar.
Düşündüm ki dünyaya gelirken de tektim.
Kalbini bozmayan, bozar aklını.
Hem kel, hem fodul takımını hart diye yiyesim var.
İlk kim bozdu sonsuz uyumu?
Dikensiz bir hayat olmaz ki.
İyi ki aşk var dünyada.
Yaşamak dediğin oğlum, zor sanat.
Ben senin gözlerinin yalan dolan bakışlarını bile sevdim.
Bir yorgan misali örtündüm yalnızlığı, bu yıl da aşk buraya hiç uğramadı.
Ağlamak, öfke, delice nefret, doruklarda aşk, doyumsuz sevinç, kahreden keder, kısaca hayat ve nefesindir.
Ağlamak, şu gelip geçici dünyada herşeye rağmen varolmak demek.
Ağlamak güzeldir.
Kimseyi aldatma, ihanet onarılmaz.
Her gün bir şey daha biter, giderek acı vermez biten şeyler.
Üzgünüm, koruyamadık aşkın ahengini.
Horlama eziğiz doğuştan. Sende erkeklik sır, bende kadınlık muamma.
Aslolan aşktır.
Aşka yalan dedirtmem.
Aşkları da vururlar, şarkıya şiir olur. Adanır anısına kanayan sevdanın.
Savaşlardan daha güçlüdür aşk.
Yıllar birer birer eskiyerek değiştiler. Oysa bir zamanlar çocuk gibi mahsun ve gençtiler.
Her insan biraz romandır, kahramandır, biraz yalandır.
Bu bir gün hallolursa çok sevineceğim. Herkes bir iş yapıyor bu da bizim işimiz.
Kimse kimseden üstün değil.
Bugüne kadar Best Of albümü çıkarmadım. Nasıl çıkarayım hergün yeni bir beste yapıyorum. Üzülüyorum yapıyorum, seviniyorum yapıyorum. Yalçın Küçük haklı ben beste ishaliyim.
Anne beni çok yanlış anladılar.
Güz ayrılık taşır.
Aşk sinsidir, usulca yaklaşır.
Unutur mu kalp aslını, azınlığını aşkın?
Sen aklı, ben ise aşkı seçtim.
Tesellisi çok zor sözün.
Kendini seçemiyorsun, bırakıp kaçamıyorsun. Yazmadığın bir hikayede, uzun ya da kısa vadede az biraz keşfediyorsun.
Aşka vurgunum ben.
Bıraksam her şeyi dönsem bir türlü, vazgeçsem hayattan ölsem bir türlü.
bir selam lütfet, bu ne çok hasret? Gel barışalım artık.
Yedi kat eller yakınım oldu. Gel kavuşalım artık.
Onların kendi hikayeleri yok, onlar sadece seyirci dünyada. Aşksız, yaşsız, hasarsız bir diyarda.
Yaşam kimine daha çok şans tanır ve eşitlik bozulur. Yaşamın herkes için eşitlenmesi, insanın en kutsal amacıdır.
Kimse kendini seçerek dünyaya gelemediğine göre, insanı insandan üstün tutmamızı gerektiren hiçbir veri yoktur.
Bazen kendimizi çok gelişmiş bir bilgisayar, vicdanı da Allah’ın çipi olarak düşünürüm ben.
Önce insani sonra toplumsal sorumluluklarla elini taşın altına koyanların,koymaya hazır olanların en değerli mücadelesi eşitliktir.
Bütün büyük dönüşümler,hayata vicdan gözüyle bakan vicdanlı insanları gücüyle gerçekleşir.
Neyi ne zaman öğreneceğimizi,ne zaman içselleştirebileceğimizi kestirmek mümkün değil.Bu yüzden bende herkesin son ana kadar kredisi vardır.
Bir hayat yetmez büyümeye.
Yakala saçından tut hayatı, çevir yüzüne, öp, öp.
Kadın, çocuk, hayvan, engelli ve çevre hakları. Bunlar laf ebeliğiyle, şişinmelerle, göz boyamacı kafa tutmalarla insanlık vicdanında giderek azalan notlarımızı yükseltebilir mi? Aynı dersten, yüz yıl çakmak sadece ayıp değil, ahmaklık da değil mi?
Güçlü olanın güçsüzü maddi manevi tanklarla, tüfeklerle acımasızca ezip geçtiği, hukukun -ama sana, bana amcamın kızı Süheyla’ya göre değil, evrensel kriterlere göre hukukun- üstünlüğü olmadığından gücünü, dolayısı ile mezalimini, Allah yarattı demeden artırdığı bir düzenden söz ediyoruz.