Eşini kanserden kaybeden Orhan Seyfi’nin kansere yakalanan kızı, “Annem öldüğünde çok ağladın. Ben ölürsem ağlamayacağına söz ver.” deyince Orhan Seyfi söz verir. Kısa bir süre sonra kızını kaybeder ve şu dizeleri yazar: “Bir alev halinde düştün elime, hani ey gözyaşım akmayacaktın?”

Turkuvaz radyoda Hopdedik Ayhan’ın anlattığı, dünyamı geçici bir süre karartan aşırı duygusal bir hikayedir. “Veda Busesi” her ne kadar iki insan arasında yaşanan bir aşktan esinlenilmiş gibi algılansa da aslı çok farklı çok hüzünlü bir yaşanmışlığı anlatıyor.

Yıllardır dinlerken eski aşkları hatırlatan, efkara düşüren bu şarkı, aslında bir babanın kanser hastası olan kızı ile yaptığı son konuşmayı ve babasından son isteğini kaleme aldığı bir şiirden uyarlanmıştır.

Daha önce eşini kaybetmiş olan Orhan Seyfi Orhon’un kızı da genç yaşta kansere yakalanmıştır. Uzun süre hastalıkla cebelleşen ve sona yaklaşan kızın babasıyla yaptığı son konuşma şöyledir;

“Babacığım, annem öldüğünde çok ağlamıştın. Ben öldüğümde ağlamanı istemem. Ağlamayacağına söz ver.” der.

Baba çaresiz kızının son isteğini yerine getireceğinin sözünü verir ama ne mümkün.

Ve kısa bir süre sonra kız gözlerini yumar.

Evlat acısının verdiği duygu ile kızının son isteğini yerine getirememesinin eseridir veda şiiri.

“hani ey gözyaşım akmayacaktın” diyerek kendine sitem eder.

Yıllar sonra bu şiiri Yusuf Nalkesen besteler. Bir babanın kızının acısıyla kağıda döktüğü bir ağıdı yıllarca insanlar yiten aşklarına ithafen dinler.

Şiirin tamamı şöyledir;

hani, o bırakıp giderken seni
bu öksüz tavrını takmayacaktın?
alnına koyarken vedâ busemi,
yüzüme bu türlü bakmayacaktın?

hani, ey gözlerim bu son vedâda,
yolunu kaybeden yolcunun dağda,
birini çağırmak için imdada
yaktığı ateşi yakmayacaktın?

gelse de en acı sözler dilime,
uçacak sanırım birkaç kelime…
bir alev halinde düştün elime,
hani, ey gözyaşım akmayacaktın?

Zeki Müren - Veda Busesi

Ruhları şad, mekanları cennet olsun.