Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan. William Shakespeare
En çok pişman olduğum şey; pişman olacağım diye yapamadıklarım ve dokunamadıklarımdır.
İyimser kişi, yaranın üstünde artık kabuk görür; kötümser kişi ise kabuğun altında yine yara görür.
Allah size bir yüz vermiş; bir tane de siz eklemeyin.
Kimi günahıyla yükselir, kimi erdemiyle aşağılanır.
Kimi kötülük üstüne kötülük yapar, gıkı çıkmaz kimsenin.
Kimi de yaptığı tek bir hata yüzünden lanetlenip yok edilir.
Tanrım! Ulu Tanrım! Ne bunaltıcı, ne berbat, ne tatsız, ne boş geliyor bu dünya bana.
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için sevmekten korkuyor. Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor, aslında yaşamayı bilmediği için.
Tüm dünya birleşip örtmeye çalışsa da, gözden kaçmaz kötülükler, çıkar ortaya sonunda…
Acı geldi mi tek tek değil, cümbür cemaat gelir…
Ne zaman sana açılacak olsam, seni yalnız bulamıyorum. Şans bu ya; Seni yalnız bulduğumda, kendimi bulamıyorum.
Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu. Gözü dönmüş talihin sapanına, oklarına için için kapanmak mı daha soylu yoksa bir dertler denizine karşı silaha sarılıp son vermek mi onlara?
Sen mi güzelsin yoksa beklemek mi? Şansın bile yok, tabi ki beklemek. Ama yalnızca seni.
Suçlu kafa, her zaman kuşkunun uğrak yeridir.
William Shakespeare Özlü Sözleri
Ne borç ver, ne borç al; çünkü borç vermek genellikle insanı hem paradan, hem dosttan eder.
İnsanların yaptıkları fenalıklar arkalarından yaşar, iyilikler çok zaman kemikleriyle beraber gömülür.
Aslında hiçbir şey iyi ya da kötü değildir, her şey düşünce tarzına göre değişir.
Bazıları büyük doğar, bazıları büyüklüğü kazanır, bazılarına da büyüklük yakıştırılır.
Sevgilim doğruyu söylediğine yemin ederse, ona inanırım. Yalan söylediğini bildiğim halde.
Aynı yemekle besleniyoruz, aynı silahlarla yaralanıyoruz. Aynı hastalıklara yakalanıyoruz. Aynı şekilde iyileşiyoruz. Aynı yaz ve kışla ısınıp, üşüyoruz.
Sesini değil, sözünü yükseltmeli insan. Çünkü gök gürültüleri değil, yağmurlardır yaprakları yaşatan.
Korkaklar bin kez ölür daha ölmeden, gözü pekler ise bir kez tadarlar ölümü.
Hiç kimse duymak istemeyen biri kadar sağır olamaz.
Yağmuru sevdiğini söylüyorsun ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun, güneşi sevdiğini söylüyorsun ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun, rüzgarı sevdiğini söylüyorsun rüzgar çıkınca pencereni örtüyorsun. İşte bundan korkuyorum çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun.
Kaçınılmaz felaketler karşısında sızlanmak, gülmek kadar aptalcadır.
Şimdi, acı gibi görünen tüm acılar, o zaman, Seni kaybetmenin yanında çıkacak acı olmaktan.
Maskaralık edelim derken kepaze olmayalım. Zeki geçinenlerin çoğu böndür. Ben kendimi akıllı sanacak kadar şaşkaloz değilim.
İnsan, bu dünyaya ağlayarak gelir, yeterince ağladıktan sonra da ölüp gider.