Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir
(Nasihat ile uslanmayanı tekdir etmeli -azarlamalı- , tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir -dayaktır-)
Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm. Şîrin dahi kasd etmesi câna gülerektir.
İnsana sadakat yakışır görse de ikrah / Yardımcısıdır doğruların hazreti Allah
Zannetmeyin ki ben Amasya’da paşalık yaptım; Gördüğüm yetimleri babalık yaptım.
Sâdıkları tahkîr ile red kaaide oldu. Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı.
Allah’a sığın şahs-ı halimin gazabından. Zîrâ yumuşak huylu atın çiftesi pektir.
Her şahs-ı harîmi Hak’a mahrem mi sanırsın. Her tac giyen çulsuzu Edhem mi sanırsın.
İkbâl için ahbabı siayet yeni çıktı
Bilmez idik evvel bu dirayet yeni çıktı
(Yüksek mevkilere erişebilmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı; önceden bilmezdik, bu türden hüner ve beceri yeni çıktı.)
Erbab-ı kemali çekemez nakıs olanlar / Rencide olur dide-i huffaş ziyadan.
Afv ile mübeşşer midir eshâb-ı meratib;Kânun-i cezâ âcize mi hâs demektir
İç bade güzel sev var ise akl u şuurun
Dünya var imiş ya ki yoğ olmuş ne umurun
(Aklın ve bilincin varsa şarap iç, güzel sev; dünya varmış, yokmuş umrunda olmasın.)
Sadık görünür kısvede erbab-i hiyanet. Murşîd sanılır vehlede eshab-i delalet.
Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz. Birkaç kuruşu mürtekibin câyi kürektir.
Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
(Kişinin aynası işidir, lâfa bakılmaz; bir kişinin aklının seviyesi yaptığı işte görünür.)
İslâm imiş devlete pâ-bend-i terakki; Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı.
İncinmemek istersen eğer mülk-i fenada / Bir kimseyi incitmemeğe hasr-ı meram et
Bî-baht olanın bağına bir katresi düşmez
Bârân yerine dürr ü güher yağsa semâdan
(Gökyüzünden yağmur yerine inci ve mücevher yağsa talihsiz olanın bahçesine bir damlası bile düşmez.)
İster isen anlamak cihânı, öğrenmeli Avrupa lisânı. Bilmek gerek ordaki fünunu. Terk eyle taassub u cünûnu.
İdrak-i maâlî bu küçük akla gerekmez. Zira bu terâzi o kadar sıkleti çekmez.
Bir katre içen çeşme-i pür-hûn-i fenâdan
Başın alamaz bir dahi bârân-ı belâdan
(Faniliğin kan dolu çeşmesinden bir yudum içen, bir daha başını belâ yağmurlarından kurtaramaz.)
Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadakat modalandı. Nâmus tamâm oldu hamiyyet yeni çıktı.
Kalkın ey Fellah-ı Vatan dediler, kalktık; Herkes oturdu biz ayakta kaldık
Bed-asla necâbet mi verir hiç üniforma
Zer-dûz palan vursan eşek yine eşektir
(Kötü asıllı -soysuz¬- birine üniforma soyluluk mu verir; eşeğe altın işlemeli semer vursan yine eşektir. )
Diyar-ı küfrü gezdim beldeler kâşaneler gördüm. Dolaştım mülk-i islamı bütün viraneler gördüm.
Vefasızın meclisinde bade içilmez.
Bed-maye olan anlaşılır meclis-i meyde. İşret, güher-i âdemi temyize mihenktir.
Dehri arasan binde bir âdem bulamazsın. Adem görünen harları âdem mi sanırsın.
Pek rengine aldanma felek eski felektir. Zîrâ feleğin meşreb-i nâ-sâzı dönektir.
Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi. Hainlere ammâ ki riâyet yeni çıktı
En ummadığın keşf eder esrar-ı derunun / Sen herkesi kör, alemi sersem mi sanırsın